2 Nisan’a Özel: Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB)

Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) Nedir?

En kısa tabiriyle Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB); yaşamın ilk yıllarından itibaren ortaya çıkan, tekrarlayıcı kısıtlı davranışlarla birlikte kısıtlı ilgi alanları ve  sosyal iletişimde yetersizlik ile kendini gösteren nörogelişimsel bir bozukluktur. Her ırk ve kökende görülebilse de etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir. Genetik ve çevresel faktörlerin etkili olabileceğine dair bulgular söz konusudur. Ağırlık düzeyi açısından 1.düzey (desteği gerektirir), 2. düzey (önemli ölçüde desteği gerektirir) ve 3.düzey (çok önemli ölçüde desteği gerekir) olmak üzere 3 boyutta ele alınır (DSM-V, 2013).

Gün geçtikçe teşhis oranı artan OSB, ömür boyu devam etmektedir. Bundan ötürü OSB teşhisi almış çocuğa sahip ebeveynlerin ve toplumun bu konu hakkında bilgilendirilmesi, OSB teşhisi almış çocuğun sosyal yaşama katılımı için çok önemlidir (Susuz ve Doğan, 2020).

Tarama, Tanı ve Temel Belirtiler

OSB taramalarında kullanılan araçlar birinci ve ikinci basamak tarama araçları olmak üzere ikiye bölünmüştür. İlkinde amaç toplum geneline tarama yapmak iken ikincisinde gelişimsel problem şüphesi olan durumlarda kullanılır. Gelişimsel problemler ve OSB ayrımında kullanılan ikinci basamak tarama araçları, bu konuya özgü kliniklerde kullanılır (Bilgiç, 2012).

Klinik değerlendirme ve davranışsal özelliklere bağlı olarak konulan OSB tanısını küçük çocuklara koymak kolay değildir. Bununla birlikte, iki yaşından küçük çocuklarda OSB belirtisi daha rahat anlaşılmaktadır. Böylece tanının konmasını kolaylaştırmaktadır. Şunu da unutmamak gerekir ki; OSB’nin belirtileri kişiden kişiye değişir ve farklı belirtiler gözlemlenebilir (Yardım ve ark., 2019; akt. Dınure, 2022).

OSB

0-1 Yaş Arası Otizm Spektrum Bozukluğu:

Bu yaş aralığında klinik özellikler içerisinde göz teması kuramama ve gülümseme sosyal yanıtının kısıtlı olduğu gözlemlenir. Yabancıya yönelik kaygılarının olmaması, isimleriyle hitap edildiğinde bakmaması ve duyusal uyaranlara az/aşırı tepki vermesi yine bu yaş aralığında gözlemlenebilmektedir. Ayrıca, dil gelişimine baktığımızda ise 6 aylıkken agulamanın ve 9 aylıkken babıldamanın az olması ya da hiç olmaması, 1 yaşında anlamlı kelime üretememesi görülmektedir. Yalnız kalınca mutlu, kucağa alınınca hoşnutsuz olabilmektedirler. Objelerin parçalarına aşırı veya atipik ilgi göstermekle birlikte tekrarlayıcı belli objelerle oyun ve gelişmemiş motor taklit gözlemlenebilmektedir. Meme emmede problem, ikinci ve üçüncü parmakta sindaktili olabilmektedir. Son olarak hipotoni ve hipertelorizm görülebilmektedir (Vural, 2019).

2-3 Yaş Arası Otizm Spektrum Bozukluğu: 

Yaşamın ikinci yılı genellikle ailelerin çocuklarının gelişimleri ile ilgili ilk endişelerinin başladığı dönemdir.  0-1 yaş arasındaki belirti ve bulgulara ek olarak alıcı ve ifade edici dil becerilerinde sıkıntı görülmekle birlikte stereotipik ve tekrarlayıcı davranışlar gözlemlenmektedir. Genellikle bu davranışlar -parmak ucunda yürüme, dönme, sallanma, el çırpma, kol çırpma- 4 yaşında belirginleşse de yaşamın ikinci yılında da görülebilmektedir (Chawarsa, 2007; akt. Bilgiç, 2012). Kollarını kucağa alınmak için açmamakla birlikte dikkat problemleri, sınırlı taklit yeteneği, yaşıtlara zayıf ilgi ve duyguları anlama problemleri görülür. Çevreden izole görünür ve oyun kurma/yürütme konusunda başarılı olamazlar. Buna ek olarak senaryolu oyun başlamamıştır.

4-5 Yaş Arası Otizm Spektrum Bozukluğu: 

Jest ve mimik kullanımında kısıtlılık ve sosyal etkileşimde isteksizliğin yanı sıra hayali oyun yoktur. Duyguları anlama ve dil becerileri ile ilgili problemler devam etmekle birlikte motor stereotipleri sıklaşır. Törensel davranışlar denilen oyuncak dizme, oyuncakların belli parçaları ile oynama durumları söz konusudur (Vural, 2019).

Okul Çağı Otizm Spektrum Bozukluğu:

Yeni ortamlara alışmak ve sosyal etkileşime yönelik ilgisizlik/kaçınma davranışı görülür. Etkileşim, uygun sürdürememe ile birlikte dikkati yönlendirememe ve engellendiğinde aşırı öfkelenme gözlenmektedir. Yaşıtları tarafından dışlanma ve küçümsenmeye maruz kalındığından depresif belirtiler gösterebilmektedir (Susuz ve Doğan, 2020). 

Ergenlik, Erişkinlik, Yaşlılık ve Otizm Spektrum Bozukluğu: 

Ergenlik döneminde öfke/dürtü kontrolü, öz bakım ve iletişimle ilgili sorunlar görülebilir. Bu durumlar depresyon ve intihar girişimleri ile ilişkilendirilebilir. Ergenlik çağındaki OSB tanısı almış bireyler ek problemleri nedeniyle bu dönemde psikiyatriste başvuruları da sıktır. Erişkinlik döneminde ise OSB tanısı almış bireyin bu çağı nasıl geçireceği belli belirleyicilere bağlıdır. Zeka seviyesi, dil becerisi, tanının konulduğu yaş ve uygun eğitime erişim düzeyi bunlara örnektir. Yaşlılık döneminde ise OSB tanısı koymak çok zordur. Bunun en temel sebebi tanının konulması için gereken gelişimsel bilgileri verecek ebeveynlerin geneli hayatta değildir (Billstedt ve ark., 2005; Mukaddes, 2014; akt. Susuz ve Doğan, 2020). 

Otizm Spektrum Bozukluğu Erken Tanının Önemi Nedir?

Otizmin erken tanısı pek çok avantaj yaratabilmektedir. Bunun için erken tanı göstergelerini çok iyi bilmek önemlidir. (Atipik göz teması, gözle izlemede problem, adı söylendiğinde o yöne bakmama, taklitte eksiklik, etkiye yetersiz tepki, yüz ifadesinin oluşmaması, stereotipik hareketler vb.). Bunlardan ilki; eğitim planının erken hazırlanmasıdır. Tanıyı alan kişi ile birlikte, tanıyı alan kişinin ailesine daha kolay destek ve eğitim sağlanabilir. Ailenin stresle baş etmesi ve uygun tedavi/bakım programının hazırlanması kolaylaşır (Bodur ve Soysal, 2004).

Otizm Spektrum Bozukluğu ve Tedavi:

Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) tedavisi kesin olmayan ve yaşam boyu devam eden bir durumdur. Uygun eğitimin uyum becerilerini olumlu etkilediğine dair bulgular söz konusudur. Uyku ve yeme problemlerinde, oto-mütilasyon, saldırganlık ve aşırı hareketlilik gibi durumlar için farmakolojik tedaviden yararlanılabilmektedir. Farklı bilişsel davranışçı terapiler, öğrenme ve dil ile alakalı problemlere yönelik tedaviler uygulanmaktadır (Korkmaz, 2010).

Otizm Spektrum Bozukluğu ve Beslenme

OSBBeslenme ve yeme bozukluğu OSB teşhisi almış bireylerde sıklıkla görünmektedir. Bunun en temel nedeni ise belli bir besin veya besin grubuna karşı çok seçici olabilmeleridir. Yetersiz beslenme, yeme davranış bozukluğu gibi problemlerle karşılaşma olasılıkları da yüksektir çünkü besin reddetmeleri sıktır.  Ayrıca, vitamin ve minerallerde ciddi bir düşüklük de söz konusudur. Bu yüzden besin alınımının iyileştirilmesinin genel sağlıkları üzerinde etkili olabileceği düşünülmektedir. Glutensiz ve kazeinsiz diyet, elimine alerji diyeti, özel karbonhidrat diyeti, feingold diyeti, candida diyeti ve ketojenik diyetinin pozitif etkilerini gösteren bulgular mevcuttur. Aynı şekilde besin takviyesinin olumlu etkilerini saptayan çalışmalar da vardır. Nitekim, bu yöntemlerin her zaman olumlu bir sonuç yaratamadığına dair bulgular da söz konusudur. Bu yüzden herhangi bir tedavi yönteminin tam etkin olduğunu söylemek şimdilik pek mümkün değildir (Önal ve Uçar, 2017).

Damgalanma ve Otizm Spektrum Bozukluğu:

OSBOSB tanısı almış bireyler tipik bir fiziksel görünüşe sahip olsalar da sosyal ortamdaki davranışları ve insanların konu hakkında bilgisizliği çeşitli damgalamalara neden olmaktadır.  Bu sosyal damgalanmalar nedeniyle OSB teşhisi almış bireyler, sosyal hayattan dışlanmış gibi hisseder. Ayrıca, toplumun OSB teşhisi almış bireylere olan ön yargısı bu bireylerin ebeveynlerinin suçlanmasına neden olmaktadır. Toplumun bu ebeveynleri etiketlemesi, onlara acıyan gözlerle bakması ebeveynleri rahatsız etmektedir. Bu durum ebeveynler ve OSB tanısı almış bireyler üzerinde olumsuz sonuçlar yaratmaktadır (Şahin ve Özyurt, 2022).

OSB tanısı almış bireyler damgalama ile baş edebilmek için çeşitli stratejiler kullanabilmektedir. Bunlardan ilki gizlenme ve kamufle etmedir. Gizlenmede; birey OSB ile ilişkili damgalamalardan kaçınmak için tanısını saklamaya çalışır. Kamufle etmede ise OSB ile ilişkili davranışları/özellikleri yine aynı sebepten dolayı maskeleme çabası gösterir. Bu yöntemi kullanan bireylerde benlik saygısının düştüğü bulgusuna saptanmıştır. Bir başka strateji olan seçici açıklama ve savunmada ise OSB tanısı almış birey; anlaşılabileceği ortamlarda durumu hakkında bilgi vermesi ve mevcut sorunlarının otizm kaynaklı olduğunu savunmasıdır. Bu durum kişisel kimliğin yeniden yapılandırılmasını ve otizmin olumlu bir sosyal kimlik olarak benimsenmesi ile ilişkilidir (Şahin ve Özyurt, 2022).

2 Nisan Neden Önemli?

2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü, Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilmiştir. Günün amacı ise tüm dünyada otizm konusundaki farkındalığı yükseltmek ve otizmle ilgili sorunlara çözüm bulmaktır. Bu açıdan bakıldığında 2 Nisan OSB tanısı almış bireyler için çok önemlidir. Bunu sağlamak için yapılabilecek bazı şeyler mevcuttur. Örneğin,

  • Erken tanı sürecini kolaylaştırmak için çeşitli eğitimler ve programlar oluşturulabilir.
  • OSB tanısı almış bireylerin ebeveynleri için psikososyal destek hizmetleri arttırılabilir.
  • Olumlu baş etme stratejileri geliştirmeleri açısından çeşitli eğitimler sunulabilir.
  • OSB tanısı alan bireyler, yetişkinlik çağında bağımsız yaşayabilmeleri için seçenekler geliştirilebilir.
  • Medya geniş kitlelerde farkındalık oluşturabilir ve bu noktada medya sektöründe çalışanların ayrıştırıcı dil kullanmamaya dikkat etmesi çok önemlidir.
  • OSB hakkındaki yanlış inançları önlemek için alanında uzman kişiler devreye girebilir. Hatta çeşitli programlar ve belgeseller ile desteklenebilir.
  • Son olarak gerekli planlamaları yapmak için uzmanlar ve sivil toplum örgütleri sürecin içine dahil olabilirler.

 

 

Diğer yazılarımızı incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.

 

Kaynaklar

Bilgiç, A. (2012). Otizm spektrum bozuklukları. K. Karabekiroğlu İçinde, Bebek Ruh Sağlığı (0-4 Yaş) (S. 459-80). Ankara: Türkiye Çocuk Ve Genç Psikiyatrisi Derneği.

Bodur, Ş., & Soysal, A. Ş. (2004). Otizmin erken tanısı ve önemi. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi, 13(10), 394-398.

Dınure, M. (2022). Otizm spektrum bozukluğu ve beslenme. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 4(2), 66-71.

Korkmaz, B. (2010). Otizm: Klinik ve nörobiyolojik özellikleri erken tanı tedavi ve bazı güncel gelişmeler. Türk Pediatri Arşivi, 45(12), 1-8.

Şahin, V., & Özyurt, G. E. (2022). Otizm spektrum bozukluğu tanılı çocuk ve ergenlerde damgalanma. Çocuk ve Medeniyet, 7(13), 139-148.

Önal, S. & Uçar, A. (2017). Otizm spektrum bozukluğu tedavisinde beslenme yaklaşımları. Ankara Sağlık Bilimleri Dergisi, 6(1), 179-194.

Susuz Ç., Doğan B. (2020). Halk sağlığı bakışıyla otizm spektrum bozukluğu. ESTÜDAM Halk Sağlığı Dergisi, 5(2), 297-310.

Öne Çıkan Görsel: VectorStock

1. Görsel: Behance

2. Görsel: Freepik

3. Görsel: bhthechange.org

 

Editör: Rana Çevik

Yorum Bırak