Çoğunluk Film İncelemesi

Yazar: Ecenur Alan

Çoğunluk filmi gerçekle oldukça uyuşan, toplumsal cinsiyet, sosyoloji, psikoloji gibi birçok açıdan da değerlendirilip ele alınacak bir film. Bu filmin çeşitli gelişim kuramları üzerinden incelemesini yapacağım.

Film hakkında kısa bir özet geçmek gerekirse, başrol Mertkan’da babasının gölgesinde annesinin duasında kendini var edememe halini görüyoruz. İlk olarak 9-10 yaşındaki haliyle karşılıyor bizi. Sonra neredeyse 10 sene sonrasında seyretmeye devam ediyoruz ve akış buradan sonra başlıyor. Üzerine yapışan ataerkil duyguları atamadığını ve babasının izinden aynı meslekle devam etmek zorunda (?) kaldığını izliyoruz. Ayrıca Mertkan’ın bir de abisi var. Ancak abisi, bu otoriteden kurtuluşun evlilik olduğu kanısıyla babasından ayrı bir hayat sürebilmeyi başarmış. 

Yer yer nefes darlıkları geçirdiğim filmin bu konu için çok uygun olabileceğini düşündüm.

Çoğunluk Filmi ve Ebeveyn Tutumları

İlk olarak ebeveyn tutumu üzerinden ele alacağım filmi. En net olan tutum otoriter (baskıcı) tutum. Babanın kesin kararları karşısında Mertkan, baş kaldırmaktan çekinir. Fakat bu durumdan aşırı rahatsızlık duysa da bunu yansıtacak davranışlarda çoğu zaman bulunmaz. Bunun günlük yaşamına yansımasını otoriter ailelerin çocuklarında çekingenlik, aşağılık duygusu, dıştan denetimlilik, karar verememe, stres ve tedirginlik gibi davranışlar gözlemlenir. Bu davranışlar bahsettiğimiz karakter Mertkan’da da bulunmaktadır.

Mertkan, Gül ile tanışır ve görüşmeye başlarlar. Ancak babasının kesin ve net önyargısından doğan bir taleple Mertkan ilişkiye karşı çekimser olur. Yaşadığı bir iki olay ise bu konuda alacağı kararı belirler. Yine de bu kendisinin kararı değildir. Bir yanlış yaptığında endişe duyar. Ancak bu endişe onu rahatsız da etse diğer yandan babasının bu problemi araya birilerini koyarak çözeceğini bilir. Bu yüzden aslında başka tutumlardan da bahsedebiliriz. Örneğin izin verici tutum (Aşırı Hoşgörülü- Şımartıcı Tutum). Burada görebileceğimiz durum belki de babasının her problemi çözmesi, arkasını temizlemesiyle Mertkan’ın ailesine bağımlı bir kişilik geliştirmesi bu yüzden onlarsız karar almaktan, haraket etmekten korkar hale gelmesidir. Ayrıca filmde annenin baba gibi otoriter olmadığını, pasif bir karakter olarak kaldığını söyleyebiliriz.

Çoğunluk Filmi ve Psikososyal Gelişim Kuramı

Özette de bahsettiğim gibi bizi filme başlarken ilk 9-10 yaşlarındaki Mertkan karşıladı. Çok kısa da görmüş olsak karaktere uyumsuzluğu, kaygısı işlenmişti. Erikson’ın psikososyal gelişim kuramı ile ele aldığımızda bu dönemin karşılığı ‘başarıya karşı aşağılık/yetersizlik duygusu / İlkokul dönemi (7-11 yaş)’. Görüldüğü üzere bu dönemin başarıyla tamamlanmamış olması Mertkan’ın sonraki yaşlarında aşağılık ve yetersizlik duygusu geliştirmesine neden olmuş olabilir.

Çoğunluk Filmi ve Karakter Tipolojisi

Ayrıca Mertkan’ın, Adler’in karakter tipolojisine göre kaçınan tip olduğunu söyleyebiliriz.

  • Ne yeterli sosyal ilgiye ne de kendi sorunlarını çözebilecek potansiyele sahiptirler.
  • Başarısızlıktan korkarlar bu yüzden de eyleme geçemezler.
  • Yaşam ödevlerinden sürekli kaçarlar.
  • Ertelerler böylece sorunları yok sayarak kendilerini yeterli hissetmeyi tercih ederler.

Tüm bu özellikleri yer yer Mertkan’da görmekteyiz. Mertkan babasının himayesinde kapana kısılmıştır. Babasının isteklerini yerine getirmek zorunda olmak onun huzursuz, mutsuz ve baskı içinde hissetmesine sebep olmaktadır.

Çoğunluk Filmi ve Ahlak Gelişimi Kuramı

Son olarak Mertkan’ı Kohlberg’in Ahlak Gelişimi üzerinden analiz edecek olursak, Gelenek Öncesi (Bencil) Düzey’de takılı kaldığı görüyoruz. Filmin sonunda bir sonraki aşamaya, Geleneksel Düzey’e artık sonraki süreçlerinde geçeceğinin izlenimini görüyoruz. Ancak filmde işlenen dönemlerinde Gelenek Öncesi Düzey içindeki Ceza ve İtaat Eğilimi (Korkak Bencil)‘nden söz edebilmek mümkündür. Bu dönemin özelliklerinde otoriteye mutlak uyum, körü körüne bağlılık vardır. Otoritenin görüşü kendi görüşüdür. Kurallar neyi gerektiriyor ve otorite nasıl istiyorsa buna uygun davranmak gerekir. Uygun davranılmadığında ceza kaçınılmazdır. Temel hedef ceza görmemektir. Birey kurallara, cezadan kaçındığı için uyar. Buradaki otorite, babası Kemal’dir. Etrafa bakışı, insanları sosyo-ekonomik hatta etnik gruplara göre ayırması ve bakışının belirlenmesinde önemli faktördür. Örneğin kız arkadaşı Gül’ün Vanlı olduğunu öğrenmesinden sonra babanın Gül hakkında “Bölücüdür onun gibiler.” şeklindeki açıklamalarının beraberinde sürekli olarak milliyetçi duyguların pohpohlanması büyük etkendir.

Dönemin bir diğer özelliği ‘Otorite göz önünde yoksa kurallar çiğnenebilir.’. Yine kız arkadaşı Gül üzerinden baktığımızda babasının ilk uyarısına rağmen otoriteye kendi içinde bir karşı çıkış ve ilişkisini sürdürme halini görüyoruz.

Diğer özellikleri ise davranışın sonucuna göre değerlendirme esastır. Niyet önemli değildir. Davranış cezalandırılmışsa yanlış, cezalandırılmamışsa doğrudur. İşlenen suçun büyüklüğüne yönelik algı da verilen zararın fiziksel sonuçlarıyla doğru orantılıdır.

Bu yazıya benzer film incelemelerine buradan ulaşabilirsiniz!

Kaynaklar

Aronson, E., Wilson, T. D. ve Akert, R. M. (2012). Sosyal psikoloji. (2.baskı). (O. Gündüz, Çev.). Kaknüs Yayınları.

Santrock, J. W. (2020). Yaşam boyu gelişim. (13. Baskı). (G. Yüksel, Çev.). Nobel Yayıncılık (2012).

Öne Çıkan Görsel: Pinterest

Görsel 1: Beyazperde

Görsel 2: Bianet

Görsel 3: Mubi

Editör: Gülbin Daldal

One comment

Leave a Reply