Peki ya ruhsal bozukluklar bulaşıcı olsaydı?: Belirtileri 6 Aile Üyesi Tarafından Paylaşılan Bir Paranoid Şizofreni Vaka Örneği
Paylaşılmış psikotik bozukluk (PPB), klinikte nadiren tanınan ve genellikle paranoid bozukluklarla birlikte anılan, “çifte delilik” olarak da bilinen bir sendromdur. O sırada yerleşik bir hezeyanı olan kişiyle yakın ilişki içindeki bir bireyde hezeyan gelişmesi olarak tanımlanır. Aktarılan, yani semptomları paylaşan; aktarıcıyla, yani hasta kişiyle çok yakın bir ilişki içindedir, öyle ki o veya onlar da aynı hezeyani fikirleri paylaşmaya başlar(lar). Sıklıkla biri dominant (aktif), diğeri pasif iki kişide görülür, ancak esas özneden üç, dört, beş kişiye ve hatta bütün aileye genişleyebilir. Primer (aktif) hasta ilişkide baskın olan kişiyken, sekonder (pasif) vaka çoğunlukla ona bağımlı yaşayan, daha az zeki ve kendine daha az güvenen birisidir. Sekonder vaka, baskın olan bireyden ayrıldığı zaman sıklıkla hezeyanlarından da kurtulur.
Kadınlarda erkeklerden, alt sosyoekonomik gruplarda üst sosyoekonomik gruplardan daha sık görülür. Yaşlılık, düşük zeka, duyusal özürler, serebrovasküler hastalıklar (beyin ile ilgili), serebral disfonksiyon ve alkol kötüye kullanımı bu özel psikotik bozukluk türüyle ilişkili bulunmuştur. Bununla birlikte, bu bilgileri doğrulayan çalışma sonuçları yoktur. Paylaşılmış psikotik bozukluğun nadiren görüldüğü bilinmekle beraber, bu konuyla ilgili bilgiler azdır ve literatür bilgileri vaka sunumlarıyla sınırlıdır.
KLİNİK ÖZELLİKLER
Sendromun klinik özellikleri şöyle sıralanabilir:
- Birbirlerine çok yakın ve sıklıkla dış ortamdan yalıtılmış olarak yaşayan iki veya daha fazla kişinin paylaştıkları hezeyanlar vardır.
- Hezeyanlar genellikle kötülük görme ve hipokondriyak (hasta olmamasına rağmen hasta olduğuna inanma) içeriklidir.
- Kişilerden sadece birinde tanı konulabilecek psikiyatrik bir hastalık vardır ve bu genellikle şizofreni olmakla birlikte affektif (duygularla ilgili) bir bozukluk, hezeyanlı bozukluk da olabilir. Bu kişi, “birincil hasta”, “asıl”, “başlatıcı” olarak ifade edilirken etkilenen kişiye “ortak”, “alıcı” veya “eşlikçi” denir.
- Yeterince uzun süre ayrılıp görüşmediklerinde ikinci kişinin yani eşlikçinin hezeyanları ortadan kalkabilir.
- Sıklıkla aralarında kan bağı bulunan kişilerde görülür. Vakaların %95’inden fazlası aynı ailenin iki bireyidir. Özellikle iki kız kardeş tutulumu çoktur. Bunun dışında, anne-çocuk birlikteliğinin, baba-çocuk birlikteliğinden daha sık olduğu bilinmektedir. Kan bağı olmayanlar arasında karı-koca birlikteliği en yaygındır.
Yapılan bir çalışmada sağlıklı annenin oğlu ve kızı arasında hezeyan paylaşımını tetikleyici bir rol oynadığını öne süren bir vaka sunumunda hezeyanların doğru olduğuna inanmasa da kızının hezeyanlarına inanmış ve onları destekler gibi davranan annenin etkisinde yoğun paranoid hezeyanlar geliştiren 23 yaşında bir erkek hasta anlatılmaktadır. Anneden ve abladan ayrıldıktan sonra hastanın hezeyanlarında hızla toparlama görülmüş, özellikle annenin davranış tarzı değiştikten sonra belirgin olarak düzeldiği tespit edilmiştir. Bu vaka, baskın özellikleri olan psikotik hastaya bağımlı yaşayan birinin onun hezeyanlarını paylaşılmasından farklı olarak, çok da baskın olmayan psikotik hastanın hezeyanlarının baskın anne tarafından paylaşılmasa da desteklenmesi sonucu, hezeyanları kardeşine aktarmasını anlatmaktadır.
VAKA ÖRNEĞİ
29 yaşında, bekar, yüksekokul mezunu, ailesi ile birlikte Fransa’da yaşayan, 2 yıldır çalışmayan kadın hasta. 10 aydır kendisine büyü yapıldığını, üzerine cinlerin yollandığını, bu cinlerin içine girerek vücudunu kontrol ettiklerini söylemesi ve özellikle dilinde, boynunda olmak üzere tüm vücudunda kasılma şikayetlerinin olması nedeniyle başvurduğu bir medyumun yönlendirmesi ile ailesi tarafından getirilen hasta, tetkik ve tedavi amacıyla hastaneye yatırılarak serviste 3 ay takip edildi.
Hasta, bu cinlerin 10 ay önce kendisi ile evlenmek isteyen bir akrabasını reddettiği için, kendisi ve ailesini öldürmek amacı ile gönderildiğini, 13 tane iken bir medyum tarafından 12 tanesinin çıkarıldığını, kalan diğer cinin mavi cin olarak kendisini öldürmek üzere vücudunda bulunduğunu ifade ediyordu. İhtiyar bir erkek sesinin kendisini ölümle tehdit ettiğini ve bu sesin içinde var olan cine ait olduğunu söylüyordu.
Aile bireyleri arasındaki etkileşime bakıldığında, hasta ailedeki tek yüksek okul mezunu olup, evin geçimini sağlayan asıl kişiydi. Bütün ailenin hastaya hayranlık derecesinde sevgileri vardı. Aile yabancı bir ülkede kendi kültürlerini değiştirmeden kapalı bir şekilde yaşıyordu. Dış yaşamla tek bağlantıları hasta idi.
Hasta ile psikotik bozukluk belirtilerini paylaşan aile üyeleri anne, baba, ikiz kardeş, kuzen ve kuzenin oğluydu. Bunların içinden en yoğun belirti gösteren kişi anneydi. Hastanın da ailede anneye yakınlığı diğer üyelerden daha fazla idi. Anne işitsel, görsel, dokunsal halüsinasyonlar ve çeşitli hezeyanlar görüyor ve bu hezeyanlar doğrultusunda davranışlar sergiliyordu. Babada sadece işitsel halüsinasyon bulunmuyordu, görsel ve dokunsal halüsinasyonlar ve çeşitli hezeyanlar bulunuyordu. Geri kalan aile üyelerinde ise sadece görsel halüsinasyonlar mevcuttu.
Literatürde söz edilen pek çok vakadan farklı olarak, burada eşlikçi primer hasta (anne) işitme halüsinasyonları da paylaşmaktadır.
Hastanede yatma süreci içerisinde yapılan psikiyatrik muayenesi, gözlemleri, uygulanan testlerinin değerlendirilmesi sonucunda hastaya “paranoid şizofreni” tanısı konuldu. Aileden alınan öyküde ailenin diğer bireylerinde primer psikiyatrik hastalık öyküsü belirtilmedi. Annenin hastalığı çok yoğun ve uzun bir süre paylaşması nedeniyle anne de psikiyatrik değerlendirmeye alındı. Yapılan zeka testinde annenin IQ sonucu 67 olarak bulundu. Ancak kızının hastalığını reddettiği gibi, ziyaret yasağını da çoğu kez delen anne kendisi için önerilen tedaviyi kabul etmedi, kızı ile görüştüğü sürece semptomları daha çok hezeyan düzeyinde devam etti. Anne dışındaki hastalık paylaşımı olan diğer üyelerde, hastadan ayrıldıktan kısa süre sonra semptomlarda belirgin bir düzelme görüldü ve içgörü gelişti.
Şahin, E. M. Ö., Sevim, M. E., Belene, A ve Yurt, E. (2009). Hezeyanları ve hallüsinasyonları altı aile üyesi tarafından paylaşılan bir paranoid şizofreni vak’ası. New Symposium Journal, 47(2), 45-50.
Öne Çıkan Görsel: Pinterest