Konuk Yazar: Doğa Öykü Katrancıoğlu
Squidward Tentacles çoğumuzun Süngerbob Karepantolon çizgi filmi serisinden tanıdığı huysuz ve aksi ahtapot karakteridir. Bikini Kasabası’nın en negatif kişilerinden biri olarak da bilinir. Başarısız, çalışmaya isteksiz, çizgi dizideki karakterlerle sorunlar yaşayan, yengeç burgerden nefret ediyor gibi gözüken ama tadını çok seven, iş yerinde ya uyuyan ya da müşterileri tersleyen birisidir. Zaten az biraz bu karaktere aşinaysanız aklınızda canlanan ilk hali de yine her zamanki somurtan surat ifadesi olacaktır. Peki Squidward neden sürekli böyle davranıyor? İşte bu yazımda size biraz bundan bahsedeceğim.
Squidward kendisini her zaman Squilliam Fancyson ile yarıştırmaktadır. Squilliam Fancyson, Squidward’ın bu hayatta elde etmek istediği her şeyi başarmış bir başka ahtapottur. Ondan güzel giyinir, sevdiği işi yapar, sanat galerisine sahiptir ve çok da güzel klarnet çalar. Tüm bunları gözlemleyen Squidward’ın günlük hayatta huysuz ve aksi olması çok da beklenmeyen bir durum değildir. Komşuları Patrick ve Süngerbob ile yaşadığı sorunlar da göz önüne alındığında Squidward’ın sağlıklı bir ruh haline sahip olmadığını anlayabiliriz.
Squidward çevresinde yaşananlara karşı; çizgi dizi boyunca özgüveninde belirgin oranda bir azalma olan, yaptıklarından ve hayattan zevk almayan, umutsuz ve isteksiz bir haldedir. Her gün aynı restorana çalışmaya gider ve orada mutsuz suratsız bir şekilde müşterileri tersler, Süngerbob’a siparişleri verip uğraşmak istemediği ayak işlerini yaptırır. Mesai bitiş saatini heyecanla bekler ve kendi evine döndüğünde de sakin bir gün geçirip kendine vakit ayırmak ister. Hayatı başarısızlıklarla çevrili olan Squidward, değersizlik hissi ve üzüntü ile boğuşur. Başarılı bir klarnetçi olma hayali her zaman bu fırsatı elde etme şansı olduğunda suya düşmektedir. Squidward’ı gülerken gördüyseniz ya tam hayal kırıklığına uğramadan önceki bir andadır ya da komşuları Süngerbob ve Patrick ile uğraşmış ve bundan büyük bir keyif almıştır. Tüm bu anlattıklarımı düşünecek olursak depresyondaki bir kişinin yaşadıkları ile Squidward’ın yaşadıkları benzerlik gösterdiğini fark edebiliriz.
Depresyon, bireylerin kendini psikolojik olarak iyi hissetmediği, aylarca hatta yıllarca devam edebilen ve günlük hayatı çok önemli bir şekilde etkileyen yaygın bir psikolojik rahatsızlıktır. Sosyal faktörlerin depresyonla ilişkisi vardır. Farklı kültürlerde farklı nedenler ortaya çıkabilir. Kişilerin yaşadıkları stresli ve üzüntülü olayların sonucunda depresyon görülebilir. Squidward’ın başka deniz canlıları ile iletişim kurmak istememesi, başarısızlıklarını sürekli düşünüp bunlara kafa yorması gibi pek çok sebep aslında bize sağlıklı bir ruh hali içinde olmadığını göstermektedir. Genellikle çoğu bölümde Süngerbob ve Patrick’in yaptıkları şeylere tepki gösterip huysuzlanır. Eğer kendi çıkarı olan bir durum yoksa onu hiçbir zaman onlara yardım ederken görmemişsinizdir. Bir bölümde tamamen kendi evi gibi evler olan ve kendisi gibi ahtapotların yaşadığı bir yere taşınır fakat her ne kadar eski mahallesinden nefret etse de en sonunda yeni yerin sıkıcılığından bunalıp evine geri döner.
Squidward’ın bir diğer önemli meselesi ise, sürekli ölmek istediğini dile getirmesidir. Depresyonda olan kişiler zamanla depresyonları ilerledikçe intihar düşünceleri artabilir ve bunu planlayabilirler. Squidward da tam olarak bunları yaşıyor gibi gözükmektedir.
Yine bir başka önemli depresyon belirtisi olan örnek sürekli uyumaktır. Squidward sürekli uyumak isteyen ve yatağına yattığında uyku gözlüğünü takan bir ahtapottur. Depresyondaki kişiler normalden çok daha fazla uyuma isteği içerisinde veya tam tersi bir durumda olabilirler. Depresyon uyku sorunlarına yol açabileceği gibi, uyku sorunları da depresyona neden olabilmektedir. Depresif kişiler sürekli uyudukları zaman hayatlarındaki kötü giden şeylerden kaçabileceklerini düşünebilirler. Bir başka belirti üzerinden değerlendirecek olursak Squidward aynı zamanda beslenmesine de çok dikkat etmemektedir. Bu durum da bize depresyondaki iştah problemlerini işaret ediyor olabilir. Depresyondaki kişilerde belirgin bir iştah azalması ya da artması görülebilir. Ani iştahtaki değişimler yüzünden de ani kilo alma ve kilo verme durumları içerisinde kendisini bulabilirler. Bir başka bölümde, Squidward dış görünüşünden hiç memnun değildir. Bir gün kendisine bir kapı çarpması sonucunda bir anda dış görünüşü inanılmaz bir şekilde değişir. Artık karşımızda yüzü estetik ve vücudu kaslı bir Squidward vardır. Squidward’ın bu hali tüm bölüm boyunca diğer deniz canlıları tarafından çok sevilir ve Squidward istediği ilgiyi bu değişimi sayesinde almış olur. Bölümün sonunda tekrardan bir yere çarpar ve eski haline döner. Eski haline döndüğünde ise tüm o hayalini kurduğu şeyleri elde etmişken tekrardan kaybetmenin hüznü ile yıkılır.
Maalesef ailesi çok sık çizgi filmde gösterilmediği için Squidward’ın ailesinde bir depresyon geçmişi olup olmadığı hakkında yorum yapmak mümkün gözükmüyor ama eğer bir kişi bu kadar yoğun depresyon belirtileri gösteriyorsa genetik olarak depresyona yatkın olma ihtimali de gözden kaçırılmamalıdır.
Squidward’ın sahip olduğu tüm bu belirtiler aslında tipik depresyon belirtileridir. Ve bu belirtileri gösteren kişilerin gerçek hayatta hastanelerde tedavi altına alınması veya düzenli terapiye gitmesi gerekebilir.
Şöyle düşünün; ağır depresyon yaşayan kişilerin intihara meyilli olduğundan bahsetmiştik. Belkide Squidward’ın hayata devam etmesini sağlayan, nefret ettiğini düşündüğümüz Süngerbob’un zamansız heyecan ve saçmalıklarıdır çünkü çoğu zaman Squidward’ın hissettiği yalnızlığı ve diğer depresif belirtileri ona kısa süre de olsa unutturabilmektedir!
Kaynaklar
Hoeksema, S. N. (1991). Responses to depression and their effects on the duration of depressive episodes. Journal of Abnormal Psychology, 4(100), 569-582
Kafes, A. Y. (2021). Depresyon ve anksiyete bozuklukları üzerine bir bakış. Humanistic Perspective Uluslararası Psikolojik Danışma ve Rehberlik Araştırmaları Merkezi, 3(1), 186-194.
Keskin, N., Tamam, L. (2018). Ruhsal bozukluklarda uyku. Arşiv Kaynak Tarama Dergisi, 27(1), 27-38
Editör: Rana Çevik