Birinin sizden hoşlanmasını nasıl sağlarsınız?: Benjamin Franklin Etkisi
Bilişsel çelişki kuramını hayatımızın pek çok noktasında görebiliyoruz. Aynı şekilde diğerleriyle ilişkilerimizde de bunu gözlemlemek mümkün. Benjamin Franklin etkisi de tam bu konuya açıklama getiren bir olgu. Ben, kuramı ve bu etkiyi öğrendikten sonra çevremdekilere karşı olan hislerimin neden değiştiğini daha iyi anlamaya başlamıştım, belki siz de Ben Franklin etkisini hayatınızda gözlemlemişsinizdir 🙂
Benjamin Franklin etkisini daha iyi anlatabilmek için kuramın özünden kısaca bahsedelim. Bilişsel çelişkinin verdiği rahatsızlığın sebebi; bizi, olduğumuzu zannettiğimiz kişi ile hareketlerimiz arasındaki tutarsızlıkla yüzleştirmesidir. Bu bağlamda var olan bilişimizle çelişen bir davranışımız olduğunda bu uyumsuzluk/tutarsızlığı gidermeye güdüleniriz. Kuramın en kritik noktalarından biri ise, bilişsel çelişkinin ortaya çıkması için hiçbir şekilde dışsal etmene yükleme yapılmamış olması gerekir. (Abayhan, 2016; Aronson ve ark., 2012). Daha kolay bir ifadeyle, bilişinizle çelişen davranışı yapma sebebinizin tamamen kendinizden kaynaklandığını görüyor olmalısınız.
Bu etki der ki, iyilik yaptığınız insanları sevmeye; kötülük yaptığınız insanları sevmemeye başlarsınız. Bilişsel çelişki kuramı bağlamında düşününce gerçekten yerine oturuyor aslında. Eğer Yağmur’a kötülük yaparsam -tabii dışsal bir etmene yükleme yapmadan- bu, “Yağmur’u seviyorum.” bilişimle çelişki yaratır. Ve otomatik olarak bilişsel çelişkiyi gidereceğimden bilişimi davranışıma uyumlu olacak şekilde değiştirmeye, diğer bir deyişle artık Yağmur’u sevmemeye başlarım (Abayhan, 2016).
Benjamin Franklin, halk arasında yaygın bir inanış olan ve Tolstoy’un da hakkında yazmış olduğu bu etkiyi politik bir strateji olarak kullanmıştır. Franklin, Pennsylvania eyalet meclisi üyesiyken başka bir milletvekilinin muhalefetinden ve düşmanlığından rahatsızdı ve bu etkiyi kullandı: O milletvekilinin kütüphanesinde olan ve nadir bulunan bir kitabı, ondan ödünç almayı rica etmiş ve milletvekili de kitabı hemen göndermiş. Franklin, bir hafta sonra kitabı büyük bir teşekkür belirten bir notla geri vermiş. Bundan sonra milletvekili, Franklin ile karşılaştığında onunla samimi şekilde sohbet etmeye başlamış ve dostlukları milletvekilinin ölümüne dek sürmüş. Franklin sözlerini şu şekilde bitiriyor: ”Senin zorlaman olmadan sana iyilik yapan birisi, bir başka iyilik için her zaman hazır ve de nazır olacaktır.” (akt. Aronson ve ark., 2012).
Son olarak Benjamin Franklin etkisinin deneysel bir düzenekle ispatlanmış halinden de bahsedelim. Jecker ve Landy’nin (1969) yaptığı deneyde öğrenciler, yüklü miktarda para kazanabilecekleri bir bilgi yarışmasına girdiler. Deney bittikten sonra deneyciler, katılımcılara deney için kendi bütçelerinden kullandıklarını ve bunun yetersiz olduğunu bu yüzden de deneyi zamanından önce sonlandırabileceklerini söylediler. En son da “Bana bir iyilik yapıp bilgi yarışmasından kazandığınız parayı iade edebilir misiniz?” dediler. Diğer bir gruba ise bu sefer bölüm sekreteri, zor durumda olan ve kişisel olmayan psikoloji bölümü deney bütçesine bağışlanması için aynı istekte bulundu. Kalan gruptan ise kazandıkları parayı iade etmeleri istenmedi. Son aşamada ise katılımcılara deneyciyi değerlendirdikleri bir soru formu verildi. Deneyci için iyilik yapan katılımcılar deneyciden en çok hoşlanan gruptu, katılımcılar deneyci için kazandıkları parayı iade edince yani ona iyilik yapınca onu daha çok sevmeye başlamışlardı (akt. Aronson ve ark., 2012).
Bilişsel çelişki kuramı oldukça keyifli ve her alanda karşımıza çıkabilen bir kuram gerçekten. Gerçek hayatta işimize yarayabilecek olan Benjamin Franklin etkisi de öyle. Artık sevdiğiniz insanlara kötülük yaptığınızda neden onları daha az sevmeye başladığınızı ya da tam tersine sevmediğiniz insanlara iyilik yaptığınızda neden onları sevmeye başladığınızı anlamlandırabileceksiniz 🙂
Kaynaklar
Abayhan, Y. (1 Mart 2016). Bilişsel çelişki: Çelişkiyi azaltmanın bedelleri ve getirileri. https://prezi.com/j1nmshgboidy/bilissel-celiski-celiskiyi-azaltmann-bedelleri-ve-getirile/
Aronson, E., Wilson, T. D. ve Akert, R. M. (2012). Sosyal psikoloji (O. Gündüz, Çev. Ed.). Kaknüs Yayınları.
Öne Çıkan Görsel: Pinterest
Görsel 1: iStockPhoto