Histerik ve Fangirl Olma Durumu
Patlayan ışıklar, heyecanlı bağrışmalar…
Dev ekranda gösterilen pankartlara atılan çığlıklar…
Şarkı sözlerini hissederek eşlik ederken ertesi gün işlevinde tökezleyen boğazlar…
Sosyal medyada ödül törenlerinde desteklemek için atılan yorumlar…
Yeni albüm, şarkı çıkacağı zaman yerinde duramadan saniyeleri sayarak beklemeler…
Gerçeklik yetmedikçe heyecanını desteklemek için okunan hayran yazımı kurgular…
Bir fangirlün hayat çemberine hoş geldiniz.
Geçtiğimiz günlerde derste hocamız, “histeri” kelimesinin anlamından tutun günlük hayatta kullanımına kadar kadınlarla ilişkisinden bahsetti. Benimse aklımda bazı sorular canlandı. Özellikle Freud’un zamanında histeriyi anlamaya çalışırken çoğunlukla kadın danışanlarıyla iletişimde olması ve durumu neredeyse sadece kadın hastalığı olarak görmesi üzerine düşündüm. Freud bu zamanda olsa fangirller hakkında neler yazar neler çizerdi? Kendisi biliyoruz ki en güçlü feministlerden asla değil. 2023 yılında Freud’un 20’li yaşlarındaki bir BTS hayranı olan benimle kuracağı iletişimini hayal ettim. Ve bu bana bile hayran kurgu yazdıracak bir heyecan verdi. Bu sebeple zihnimde şu yankılandı:
Toplumun fangirllere olan bakış açısı Viktoryan dönemde toplumun histeriye bakış açısına ayna olabilir miydi?
Histeri, kelime anlamı olarak Cambridge sözlüğünde kontrol edilemeyen aşırı korku, heyecan, öfke vb. olarak tanımlanır. Sözlük, kelimeyi daha rahat anlayabilmek için verdiği örneklerde şunu yazmış:
“One woman, close to hysteria, grabbed my arm.” (Histeriye yakın bir kadın kolumu tuttu.)
Histeri, kökeninden tarihsel düzlemde kullanıldığı neredeyse her alana kadar kadınlar için ifade edilmiştir.
“Histeri” kelimesinin kökeni eski Yunanca “hystera” kelimesine dayanıyormuş ve bu kelime “rahim” anlamına geliyormuş. Antik Yunan’da inanılan bir teoriye göre, rahim vücut içinde hareket edebilen bir organmış ve bu nedenle, kadınlarda gözlenen fiziksel ve duygusal rahatsızlıkların rahimden kaynaklandığına inanılıyormuş. Bundan dolayı kelime aslında kimleri hedef gösterdiği konusunda oldukça açık.
Aynı zamanda Viktoryan dönemde tıbbi terim olarak kullanılırken “problem yaratmaya meyilli” anlamına da geliyor. Terimin her ne kadar hem fiziksel hem de zihinsel süreçler için kullanıldığı öne sürülse de aslında kadınların düşünceleri, hal ve hareketleri için burun kıvırmak üzerine oluşturulduğunu da düşünmeden edemiyor insan.
Kadınların toplumda histerik olarak görülmesinin birçok nedeni var. Tarihsel, kültürel ve toplumsal olarak açıklayabileceğimiz bir derya deniz. Yüzyıllardır süre gelen bu algılar elbette hafızalardan, günlük dilden hala daha uzaklaşabilmiş değil. Toplum kadının davranışlarını histerik olarak yorumlarken aynı zamanda kendiyle de çelişir. Toplum, kadın olduğu için hassas olmasını ve duygularıyla hareket etmesi gerektiğini söyler. Kadın hassas davrandığında ve duygularını açığa çıkardığında davranışlarını “histerik” bulur. Aynı zamanda bu duygu durumlarını yaşayan kadınları stereotipleştirerek verdikleri tepkileri küçümsemeyi ve aşağılamayı da ihmal etmez.
Toplumun kadın ve erkek üzerinde oluşturduğu ayrımcılık dolu güç dinamikleri de kadınlara histeri konusunda birinci sırayı verir. Kadına cinselliği konusunda konuşma hakkı tanımaz. Konuştuğu zaman onu kabullenemez ve histerik olduğunu öne sürerek etiketini yapıştırır. Bir kadının yaşadığı herhangi bir mental sağlık sorunu da aslında kadın topluma uyum sağlayamadığı için aşırılığından dolayı ona dönen bir histeridir aynı zamanda. Kısacası toplumsal cinsiyet eşitliği üzerinde kadınlar hakkında konuştuğumuz her konunun erkek egemen toplumdaki denkliği histeridir.
Peki, fangirl olmakla histeriyi eş görmeme sebebiyet veren şeyler nelerdi?
Kendini bildiğinden beri kitaplara, filmlere, müzik gruplarına sadece bir bakıp çıkmanın dışında yüksek hayranlık duyan ben için ergenlik hem keyifli hem de yorucu bir tecrübeydi. Bir konuya hayranlık duyan ve bu hayranlığını diğer hayran kişilerle birleştirip hakkında saatlerce sohbet eden kadınlar her zaman toplumun histerik baktığı çerçevelerden biri daha olmuştur. Sanki televizyonlarda, radyolarda doksan dakika oynanan bir sporu saatlerce yorumlayan ve eleştiren erkek grupları yokmuş gibi. Sanki -topluma göre- erkek aktivitesi olan bilgisayar oyunları için onlarca içerik ve takipçisinin olması bir müzik grubunun takipçilerinin olmasından daha az histerik olması gibi.
Kaitlyn Tiffany, The Atlantic için yazdığı “Why Fangirls Scream” yazısında Allison Mccracken’ dan bir alıntı yapıyor. “Being a fan is very much associated with feminine excess, with working-class people, people of color, people whose emotions are seen as being out of control.Everything is set up against this idea of white straight masculinity, where the emotions are in control and the body is in control.” (Hayran olmak daha çok kadınsı aşırılıkla, işçi sınıfından insanlarla, farklı ırklardan insanlarla, duyguları kontrolden çıkmış olarak görülen insanlarla ilişkilidir. Her şey duyguların kontrol altında olduğu bu beyaz heteroseksüel erkeklik fikrine karşı kurulmuştur. Vücut(kadın vücudu) kontrol altındadır.)
Aslında fangirl olmak, diğer fangirllerle işbirliği içerisinde olarak eğlenceler düzenlemek, fangirl olarak community (topluluk) kurmak toplumun yarattığı erkek bakış açısına zarar verdiğinden histeriktir. Erkekler bir hobi edinebiliyor, bunun üzerine eğlenebilip, tezahürat edebilip, fanatik davranarak hayatlarının merkezine koyabiliyorlar. Bu histerik değildir. Tıpkı erkeklerin cinsellik konusunda rahatlıkla konuşabilmesi ve histerik adlandırılmaması gibi. Öte yandan, kadınlar örneğin bir müzik grubuna hayran olduklarını söylerse bu histeriktir. O grubun konserine süslenerek gitmeleri ve şarkılara eşlik etmeleri histeriktir. Hayranlıklarını başka kişilerle paylaşmak için planladıkları etkinlikler histeriktir.
Heyacan ve Eğlence Neden Histerik?
Bu konu hakkında araştırmalar yaparken YouTube’da Yves Blake’in TEDTalk videosuna denk geldim. Konuşma başlığı “Why are Fangirls scary?” (Hayran kızlar neden korkutucudur?) Histeri özelinde videolar ararken bu video benim için bir nimet oldu. Aslında kendisi de tam olarak bu konuya parmak basıyordu. Blake konuşmasında fangirllüğün “ saf heyecanın ve eğlencenin dürüst bir tepkisi” olarak açıklıyor. Bu açıklamadan bile erkek egemen bir toplumda kadının hayranlığının neden histerik olduğunu okuyabiliriz. Kadınların hüzün ve boynu büküklükle yaşamasını bekler toplum. Elbette kadın eğlencesini göz önüne serdiğinde önüne set çekecekti.
Kadınların toplum hayatına tutunması ve saygı duyması için aştığı yollar saymakla bitmez. Eğlenmek ve heyecan duymak gibi eylemleri yerine getirmeye çalışırken karşılaştıkları psikolojik şiddet ise üzücü kısım. Maalesef ki, kadınlar olarak savaşmaktan çekinmeyen zırhlı askerlere dönüştük. Elbette fangirllüğümüzü de sonuna kadar sahiplenip bildiğimiz yolları yürüyeceğiz. Gelecek nesillere daha iyi bir toplum bırakmak için yürürken daha kaç histeri sığdırmamız gerekecek varoluşumuza?
Kaynaklar
Hysteria: The History of a Disease, Pervical Bailey, 1966
Why Fangirls Scream?, https://www.theatlantic.com/technology/archive/2022/05/justin-bieber-beatles-one-direction-screaming-fan/629845/
Editör:Gülbin Daldal
Fangirl olmaktan neden bu kadar keyif aldığımı şimdi daha iyi anladım.. Harika bir yazı 💓
çok teşekkür ederimmm🩷
[…] İlişkili bir diğer içeriğe buradan ulaşabilirsiniz: Histerik ve Fangirl Olma Durumu […]