Aşk Mı Sevgi Mi?: Selvi Boylum Al Yazmalım

Aşk, medya ve toplumlar tarafından göklere çıkarılan bir duygudur. Öyle ki hayatında aşkı tatmamış insanlar eksik kabul edilir. Hayatın en önemli amaçlarından biri ruh eşini bulmak ve mutlu sona ulaşmaktır. Peki gerçekten ruh eşini bulmak ve mutlu sona ulaşmak mümkün mü? Ya bu durum bir hayal ürününden başka bir şey değilse? Aşk gerçekten bir ilişkinin yürümesi için yeterli mi?

Bu ikilem Cengiz Aytmatov’un kitabından uyarlanan Selvi Boylum Al Yazmalım filminde işlenmiştir. Filmde Asya ve İlyas tanışmalarından kısa bir süre sonra aşık olurlar. Kaçarak da evlenirler. Ancak bu, mutlu son değildir. İşi nedeniyle bunalıma giren İlyas ailesinden uzaklaşır ve başka bir kadınla birlikte olur. Eşini ve oğlunu arkasında bırakır. Durumu öğrenen Asya, oğlunu da alıp evden ayrılır. Nereye gideceğini bilemeyen Asya’nın karşısına Cemşit çıkar. Evini Asya’ya açmakla kalmayıp oğluna ve kendisine sevgi gösterir. Asya hala ilk aşkı ve çocuğunun babasının gelmesini beklese de İlyas gelmez. Oğulları Samet ise Cemşit’i babalığa seçer. Cemşit hem annesiyle hem de kendisiyle içten bir şekilde ilgileniyordur. Bu şekilde birbirlerine bağlanan Asya ve Cemşit birlikte olmaya karar verirler.

Bir gün sürpriz bir şekilde İlyas ortaya çıkar ve ailesini geri almaya gelir. İlyas’ı karşısında gören Asya, ona karşı hala duyguları olduğunu fark eder ancak bu adam kendisini bırakıp başka bir kadına gitmişken Cemşit en zor zamanında ona evini açmıştır. İşte bu ikilemden o unutulmaz replik “Sevgi neydi? Sevgi emekti.” Ortaya çıkar.

Şimdi bu film üzerinde aşk ve romantik ilişki dinamiklerine bakalım.

İlyas ve Asya Aşkının Sorunlu Başlangıcı

İlyas ve Asya kaçarak evlenir ve ilk görüştükleri andan birbirlerine aşık olduklarını bilirler. Ama sadece tutku iki insanı bir arada tutacak kadar güçlü müdür? Aslında güçlüdür, çünkü tutku insanları fizyolojik olarak tatmin eder ve büyük mutluluk sağlar. Sorun ise tutkunun ilişki içinde çok uzun sürmemesidir. Tutkunun yerini alan arkadaşça aşk, iki insanın birbirleriyle anlaşabilmesi, benzer zevklere ve değerlere sahip olması ve ilişkiye bağlılıklarını yüksek tutması ile oluşur. Peki, tutkunun yerine konacak arkadaşlık ve ortak payda bir ilişkide bulunmuyorsa? İşte o zaman çiftlerin çoğu evliliğin aşkı öldürdüğünü veya partnerlerinin zaman içinde değiştiğini varsayarlar.

Nitekim Asya ve İlyas arasında da bu durum gerçekleşir. Birbirlerini hiç tanımadan evlenirler. Filmi ikinci kez izlediğimde Asya’nın bir yabancıyla evlendiğini düşünerek adeta cesaretine hayran kaldım. Asya sorunlu annesini ve istemediği damat adayını, hiç tanımadığı başka bir damat adayına kaçarak hayatından çıkarır. Ne yazık ki, daha birbirlerini tanımak için bir şans bulamamışlardır. Oysaki ilişkileri uzun ömürlü yapan tutku kadar iki insanın birbirini tanıması ve ortak zevklerinin olmasıdır. Uzun ömürlü ilişkilere bakıldığında araştırmacılar, tutku azaldığında ortak hobilerin ve birlikte planlanan etkinliklerin önemini savunur. Asya ve İlyas’ın hikayesinde bunu görmüyoruz. Aksine onlar birbirlerine tamamen zıt yapıdadır, biri namuslu köylü kızı diğeri kadın avcısı bir şoför…

Evlilik Aşkı Öldürür Mü?

Evlilik, aşkı sanılanın aksine öldürmez. Peki bu durum neden herkesin dilindedir? Çünkü öldüğü sanılan şey tutkudur. Tutku; fiziksel teması, hissedilen duygular (heyecan, coşku vs) ve cinsel çekimi içerir. Ama tutku, ilişki başında ulaştığı yüksek noktaya ilişkinin devamında ulaşmaz. İlk iki sene içerisinde en yoğun hissedilir sonrasında ise gittikçe azalır. Tutku aslında tamamen bitmez, zaman içinde azalarak varlığını sürdürür. Peki aşk sadece tutkudan mı oluşur? Çoğu insan bu arzuları aşk zanneder, tutku aşkın vazgeçilmez faktörlerinden biri olsa da aşk sadece bundan ibaret değildir. Aşkı tutkuya indirgersek eğer ömrünün kısa olduğu açığa çıkar.

Aşkın içinde tutku haricinde pek çok element vardır. Bağlılık ve yakınlık bu elementlerdendir. Bağlılık kişilerin her ne olursa olsun o kişiyle sonuna kadar gidileceği yönünde verilen karardır. Yakınlık, iki kişinin birbirinden hoşlanması ve aralarındaki samimiyet anlamına gelir. Arkadaşça sevgi, kişiler arasında tutkuyu içermeyen ama sevgi ve şefkati içeren bir aşk türüdür. Başta ortaya çıkan tutku elementinin aktif olduğu aşk zamanla arkadaşça aşka evrilir.

“Ailem Olmasa İstediğim İstediğim Her Şeyi Yapabilirdim”

Aslında İlyas ve Asya’nın ilişkisini bitiren şeyin tamamen tutku ile alakalı olmadığını görüyoruz. Evet belki tutku evliliklerinde daha azdı ama sakin bir ilişkileri vardı. Onların ilişkilerini bitiren şey İlyas’ın işinde çektiği sorunlardı. İlyas, uzun yola gittiği bir görevinde otobüste kalan insanlara yardım eder. Onun bu yardımını gören bir iş arkadaşı da durumu müdürlerine iletir. Müdürü otobüsü kamyona bağlayan İlyas’a kızar ve hayatında en çok sevdiği şey olan kamyonunu elinden alır. Servis elemanı olarak çalışmak istemeyen İlyas’a Dilek hanım “Tek olsan neyse ama karını ve çocuğunu düşün” der. Bu sözün etkisi İlyas’ta uzun süre kalır ve başına gelen kötü olaydan ailesini sorumlu tutar.

Asya’nın ise bu durumdan haberi yoktur. Durumu aynı yerde çalışan bir tanıdığından öğrenerek eşinin müdürüyle konuşmaya gider. İlyas’ın rekabet içinde olduğu ve işini de kaybetmesine neden olan iş arkadaşı bu durum için de İlyas’a saldırır. Karısını müdüre kendi gönderdiğini ve onların bir şeyler yaşadığını ima eder. İlyas bu durumu da kaldıramaz ve ailesinden iyice koparak Dilek hanımla yaşamaya başlar.

Öteki Kadın, Dilek

İlyas namuslu eşini bulmadan önce neydi? Dilek hanımın ilişki yaşadığı bir şofördü. Peki onların ilişkisi nasıl bitti? İlyas’ın evleneceği kadını bulmasıyla… Belki de bu hikâyede öteki kadın Dilek hanım değil Asya’dır. Çünkü başlangıçta sonradan gelen kadın oydu. Tabii Asya’nın bu kadının varlığından haberi olmaması onu suçlu yapmaz. Burada sorun olan kişi Asya veya Dilek değil İlyas’ın ta kendisidir. Hikâyenin başında İlyas Dilek ile birlikteydi. Sonra ne olduysa bir anda başka bir kadınla çıkageldi. Dilek Hanım’ı aldatarak yeni ilişkisine başladı. Asya ile evliliği devam ederken de hem tutkunun azalması hem de yaşadığı stresli olaylar nedeniyle Dilek’e tekrar döndü.

Aile Babası Erkek Arketipi: Cemşit

İlyas tutkuya aşıktı, peki Cemşit Asya’yı kazanırken neyi doğru yaptı? Cemşit, tutkudan çok bağlılığa önem veren bir yapıya sahipti. Ailesini bir deprem sonucu kaybeden Cemşit evinin dolu olmasını özlemişti. Yani fiziksel ve duygusal heyecanlardan çok bir yol arkadaşı arıyordu. Bu cümleden fiziksel ve duygusal heyecan yaşamanın kötü olduğu anlaşılmasın. Tutku her ilişkide önemli ve mutluluk veren bir etkendir. Sorun, kişiler tutkuya gereğinden fazla değer atadığında ortaya çıkar. Ki bu sorun da uzun ilişki içinde olan bireyler için geçerlidir. Tutku yönüne önem veren bireyler daha kısa süreli ilişkiler yaşayarak ya da uzun süreli ilişkideki tutkuyu canlı tutmaya çalışarak mutlu olabilirler. Ama bağlılık daha çok kendini bir insana koşulsuz adamaya dayanır ve uzun süreli ilişkilerde olmazsa olmazdır.

Aynı zamanda Cemşit ve Asya’nın arasındaki ilişki oldukça adildi. İlişki içinde alma verme dengesi oldukça önem taşıyan bir konudur. Kişi ilişkiye aldığından çok verdiğini düşünürse ilişkiden aldığı doyum düşer. Ailesi için çaba harcamaya ve fedakarlık yapmaya odaklı olan Asya’nın karşısına yine kendisi gibi ailesine önem veren Cemşit çıkmıştı.

Aşk Üçgeni Teorisi

Teori, Sternberg tarafından ortaya konup daha önce de bahsettiğim tutku, yakınlık ve bağlılık elementlerini temel alır. Bu elementlerin varlığı aşk türlerini ortaya çıkarır. Örneğin tüm elementlerin olduğu aşk mükemmel aşk, tutku ve bağlılık varsa aptalca aşk, yakınlık ve bağlılık varsa arkadaşça aşk, tutku ve yakınlık varsa da romantik aşk ortaya çıkar.

Bu teoriyi baz alarak İlyas ve Asya’nın ilişkisine bakarsak başlarda mükemmel aşkı ilerleyen zamanlarında ise kara sevdayı görürüz. Mükemmel aşk tutku, bağlılık ve yakınlık elementlerinin hepsini bulundururken daha sonraları sadece tutku kalır. Yani aşk olarak tanımlanan coşku ve heyecandır bu. Peki ne oldu da mükemmel aşk kara sevdaya dönüştü? İlyas’ın iş hayatının kötüye gitmesi ve bundan ailesini sorumlu tutması önemli bir etkendi. Geçim derdi nedeniyle işini bırakamayan ve ailesine bakmak zorunda olan İlyas, bu yüke dayanamayarak çareyi Dilek hanımda buldu. Dilek hanımla birlikteyken sorumlu olduğu bir karısı veya çocuğu yoktu. Asya’nın bu ihaneti öğrenmesi de evden ayrılmasıyla sonuçlandı. Birbirlerinden uzaklaşmaları ve ayrılmaları aralarında sadece eski heyecan ve aşkın özlemini bıraktı.

Cemşit ve Asya’ya gelecek olursak başta sadece bağlılık olan boş aşkı görebiliriz. Yani birbirlerine yardım ettikleri ve Asya’nın çocuğuna daha iyi bir aile sunmaya çalıştıkları için bir aradalardı. Aynı zamanda Asya, İlyas’ın gelip onları almasını bekliyordu. Çocuk büyüyüp aileleri tamamlanınca da Asya beklemekten vazgeçip Cemşit’e karşı ailenin babası olması nedeniyle yakınlık duydu. Bu nedenle de ilişkileri arkadaşça aşka evrildi.

Sonuç Olarak Sevgi mi Aşk mı?

Teoride aşk her ne kadar tutku, bağlılık ve yakınlık bileşenleriyle açıklansa da günlük kullanımda tutku aşkı, sevgi de yakınlık ve bağlılığı temsil ediyor. Her bileşen ilişki için çok önemli olsa da ilişkinin bağlılığını uzun sürede sağlayan bileşenler bağlılık ve yakınlık gibi görünüyor. Tutku ise kısa ömürlü gibi görünse de aslında ilişkinin başlamasını sağlayan fiziksel çekim için oldukça önemli. Bu noktada okurlarıma tutkunun ilişki için önemli olmasının yanı sıra iki kişiyi bir arada tutan bir tutkal görevi görmediği kanaatinde olduğumu söyleyebilirim. Aslında bu işlevi aşk denince akla biraz daha sonradan gelen bağlılık ve yakınlık bileşenleri gerçekleştiriyor. Ancak ne yazık ki toplumlar aşkın tutku yönünü göklere çıkarırken bağlılık kısmına çok az rastlayabiliyoruz. Uzun ilişkilerde tutkudansa bağlılığın daha önemli olduğunu vurgulayan Selvi Boylum Al Yazmalım gibi bir baş yapıt da bu konuda bize çok güzel mesajlar veriyor.

 

Kaynaklar

Acevedo, B. P., ve Aron, A. (2009). Does a long-term relationship kill romantic love?. Review of General Psychology13(1), 59-65.

O’Leary, K. D., Acevedo, B. P., Aron, A., Huddy, L., ve Mashek, D. (2012). Is long-term love more than a rare phenomenon? If so, what are its correlates?. Social Psychological and Personality Science3(2), 241-249.

Öne Çıkan Görsel: Sputnik Türkiye

Görsel 1: IMDb

Görsel 2: Pinterest

Görsel 3: Mynet

Görsel 4: Son Dakika

 

Editör: Rana Çevik

Leave a Reply