Bellek Hakkında Yanlış Bildiklerimiz
Bugün seninle bizler tarafından yüzyıllardır merak edilen, incelenen ve araştırılan bellek konusu hakkında doğru sandığımız yanlışları gözden geçireceğiz. Kemerlerini bağla çünkü bu bilgiler seni biraz sarsacak!
Bellek hiç şüphesiz bilimsel alanyazında fazlasıyla yer alan bir konudur. Hatta sadece 2003 yılında PsycInfo veri tabanında ‘memory’ terimiyle ilgili 90.000 yayın olduğu raporlanmıştır (akt. Irak, 2006). Bellek konusunda bilimsel merakın yanı sıra gündelik hayatta da bellekle ilgili tartışmalar ve sorular oldukça fazladır. Bunun sebebi ise muhtemelen bir şeyleri hatırlama ya da bir şeyleri unutmama ihtiyacından kaynaklanıyor. Bu ihtiyaçların karşılanması ile fiziksel ve psikolojik sağlığın sürdürülebilirliği arasında yüksek bir korelasyon olması, belleğin gündelik hayattaki önemini daha da artırıyor.
Başlangıçta bir bütün olarak düşünülen bellek, aslında kendi içerisinde birtakım bölümlere ayrılır. Aynı zamanda bellek, birbirinden ayrı fakat birbirini etkileyen ve birbiriyle etkileşen sistemlerin bir temsili olarak tanımlanır (Irak, 2008).
Öğrenme ve bellek aynı anlamlara gelen kavramlardır.
-Öğrenme ve bellek sözcükleri gündelik dilde birbirleriyle ilişkili ancak birbirinden farklı olarak kullanılmaktadır. Aynı durum terimlerin psikolojideki teknik anlamları için de geçerlidir. Öğrenme, bilgi ya da davranışın kazanılması/edinilmesi karşılığı olarak kullanılırken bellek, bilgi ya da davranışın akılda tutulması ve gerektiğinde hatırlanması karşılığı olarak kullanılır. Öğrenme ve bellek farklı olgular olarak düşünülür ve dolayısıyla da farklı bilim insanları tarafından farklı laboratuvarlarda farklı işlemlerin/tekniklerin kullanılması yoluyla çalışılmaktadır (Cangöz, 2021).
Belleğin depolama kapasitesi sınırlıdır.
Çoklu bellek modeline göre kısa süreli bellek kapasitesi kısıtlıdır. Yeterince tekrar edilen bilgiler kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe geçer ve uzun süreli bellek kapasitesi ise sınırsızdır (Cangöz, 2021).
Amnezikler geçmiş yaşantılarını ve özellikle kişisel kimliklerini kaybederler.
-Amnezi türlerinin çoğunda kişi, kişisel kimliğini kaybetmez. Üstelik amnezi eski anıların kaybından çok, yeni anıların oluşturulamaması durumudur (Cangöz, 2021).
Fiziksel egzersiz yaparsak vücudumuz, zihinsel egzersiz yaparsak belleğimiz gelişir.
-İnsanlar, 0 ve 1 sayılarının seçkisiz sıralanmasıyla oluşturulan sayı dizileri ve restoran siparişlerini akılda tutmak gibi spesifik konularda hatırlanacak özel bazı malzemeleri, bu malzemelere özel tekniklerle geliştirebilirler. Ancak bu koşulda insanların sadece bu malzemeye ilişkin bellekleri gelişecektir (Cangöz, 2021).
Yaşlanma, belleği olumsuz etkiler.
-Yaşlanma, açık belleği (bilişsel çaba gerektiren bellek) olumsuz etkilerken örtük belleği (otomatik ve dikkatten bağımsız bellek) etkilemez (Cangöz, 2021).
Hipnoz, gizli kalmış hatıraları ortaya çıkartır.
-Hipnotize edilmiş ve edilmemiş iki grup arasında hatırlama açısından fark olmadığı gösterilmiştir (Cangöz, 2021).
Unutkanlık bir tür zayıflıktır/başarısızlıktır.
-Hiçbir ayrım yapmaksızın, önemli önemsiz tüm olayları eşit ölçüde akılda tutmamız gerekse, yeni ve güncel bilgileri tarihi geçmiş olaylardan ayırt etmekte ciddi zorluklar yaşıyor olurduk. Sadece kritik değeri olan uyarıcıların hatırlanması önemlidir. Aslına bakıldığında unutmak bazen iyidir (Cangöz, 2021).
Amnezikler bellek testlerinde başarısızlardır.
Amnezikler açık bellek testlerinde başarısız, örtük bellek testlerinde sağlıklı bireyler kadar başarılılardır (Cangöz, 2021).
Kaynaklar
Cangöz, B. (2021). Bilişsel psikoloji: Bellek. Ders notları.
Irak, M. (2008). İnsanların bellek hakkındaki inançları araştırma sonuçlarıyla tutarlı mıdır?. Türk Psikoloji Dergisi, 23(62), 17-33.
Öne Çıkan Görsel: Webtekno
Görsel 1: iStockPhoto.com
Görsel 2: paw.princeton.edu