Düşünmenin Bedeli: Eşek Kulaklı Midas

DRAMATİK BİR KRAL: MİDAS

beyin
Görsel 1

Güngör Dilmen eserlerinde mitolojiye yer veren bir sanatçıdır. Bunların en ünlülerinden biri ise Midas Üçlemesi adı altında kaleme aldığı üç tane tiyatro metnidir. Bu metinlerde ana kahraman Frigya kralı Midas’tır. Midas, sanatın tanrısı Apollo ile çobanların tanrısı Pan arasında kimin daha iyi müzik yaptığına karar vermek amacıyla düzenlenen bir  yarışmada; bütün tanrılardan üstün olmak arzusuyla hakem olmayı kabul eder. Bu sırada Tanrı Apollo Tanrı Pan’dan çok daha fazla yetenekli olduğu iddiasındadır.

Yarışma tüm hızıyla başlar. Apollo yarışma sırasında tahta oturacağını hayal etmektedir ancak Midas onu iskemleye oturtur. Pan ise yerde oturarak flütünü çalmaya başlar. Yarışmanın sonunda Kral Midas Apollo’nun kendini beğenmiş tavırlarını gururuna yediremeyerek onu küçük düşürmek ister. En iyi müziğin Pan’ın müziği olduğunu söyler. Bu duruma çok sevinen Tanrı Pan, Midas’a “Gerçekten kulak varmış sende” diye seslenir. Midas ise “Daha büyük bir gururu yıkma zevki daha büyüktü.” diye yanıt verir ona. Bu duruma çok sinirlenen Apollo, Midas’ın kulaklarını eşek kulaklarına çevirir. Fakat oyunun devamında işler Apollo’nun beklediği gibi gitmez. Halk ilk başta Midas’ın Bundan sonraki süreçte oyun Midas’ın kulakları etrafında devam eder.

beyin
Görsel 2

BİR YÜKSELİŞİN HİKAYESİ

Beynin evrim sürecini izleyebilmemiz için üç kural önemlidir. “Var olma, hayatta kalma yetisi.”  Buna paralel olarak gelişen “ Genetik aktarma yetisi.” Son olarak da “ Kullanılabilen yetiler gelişir ve kullanılamayanlar körelir kuralı.” dır.

Her şey milyonlarca yıl önce okyanuslarda beyni olmayan tek hücrelilerin birbiri ile haberleşmesi sonucunda başlamıştır. İyonların birbiri ile haberleşmesi sonucu ortaya çıkan Meksika dalgası, kendi aralarında koordinasyon içinde çalışmalarına yardımcı olmuştur. 850 milyon yıl önce yakalı kamçılıların hücreler arası iletişimde hem kimyasal hem de elektriksel sinyalleri kullanması sayesinde sinir sisteminin temelleri gelişmiştir. Ayrıca mayoz1 ve mayoz2 evrelerinin DNA dizilimlerinde çeşitlilik oluşturması sayesinde beyin gelişimi hız kazanmıştır ve beyin bazı canlılarda bölümlere ayrılmaya başlamıştır.

Bundan 65 milyon yıl önce memelilerin yırtıcılar ile baş etmesi için beyin bölgelerinin bazılarında küçülmeler gözlenmiştir. Bu da kafatası için boyut artışına gitmeyi sağlamıştır. Dinozorların çekilmesiyle birlikte ise memelilerin ve primatların artışı başlamıştır. Bu dönemde sık ormanlarda yaşayan primatların kavrama yeteneği, gözlerin önde olması ve stereoskopik görme kabiliyeti, renkli görme, yüzün düzleşmesi ve çenenin küçülmesi beyin gelişimi ile paralel gitmiştir.

Kıtaların yer değiştirmesi iklim koşullarına etki etmiştir. Bu durum primatların savanalara uyum sağlamak zorunda kalmasına neden olmuştur. Bipedal primatların ortaya çıkması ise tam olarak bu döneme denk gelmektedir. İki ayaklılık yaşam şartlarına uyum sağlamayı kolaylaştırmıştır ayrıca bipedalizm ellerin kullanılmasının da önünü açmıştır. Bu iki olay sayesinde gelişen beynin besin alışkanlıkları da değişmiştir. Beynin artan enerji ihtiyacı ile birlikte etle beslenmede de artış görülmüştür. Ateşin kullanılması ise sindirime yardımcı olmuş, beynin sindirim için harcadığı enerjinin farklı alanlar için kullanmasına olanak sağlamıştır. Böylece beyin gelişimini destekleyecek enerji fazlalığı sağlanmıştır. Buna ek olarak tür içi iletişimin de beyin gelişimine olumlu anlamda etkisi olmuştur. Ayrıca türlerin bir arada yaşama ihtiyacı dil gelişimine de katkı sağlamıştır. Bu sayede insan ırkı dünyanın en akıllı canlısı konumuna gelmiştir.

beyin
Görsel 3

SON PERDE

            Evren,  var olmaya başladığından beri kendi içinde değişim halinde. Biz insanlar da nedeni ister tanrı, ister evren, ister tesadüf hangi inanış olursa olsun, Dünya ve içindeki diğer her şey ile birlikte değişmeye devam ediyoruz. Alet kullanımı, tarımın keşfi, sanayi devrimi ve hatta tarih kitaplarında yer almasa da son yıllarda gerçekleştirdiği teknolojik devrim ile evrim süreci halen devam etmekte. Özellikle son yüzyılda daha da belirginleşmeye başlayan enerji savaşları, artan sıcaklıklar insanı diğer türlerden ayıran aklın onu getirdiği bu son nokta. Peki bundan sonra…

           Güngör Dilmen’in anlattıkları sadece küçük bir hikayenin canlandırması gibi gözükse de birazcık düşünenler için hikayeler, mitler, tarih, bilim, doğa, dinler ve daha birçok anlatı aynı şeyden bahsetmektedir insana.  Tıpkı Midas’ın  hakemlik gücü gibi biz insanlar da düşünme gibi büyük bir gücü barındırıyor elinde. Şimdilerde Dünya insanoğlunun egemenliğinde gibi gözüküyor. Ancak bu güne kadar geçici hırslarımıza ve tutkularımıza yenik düşüp elimizdeki bu yetkiyi yanlış kullandık. Bugün ise, doğanın anlattıkları biraz düşünmemiz için bize sergilenen  son perdedir belki de. 

            O zaman ne diyelim, görmek isteyen ve istemeyen herkes için iyi seyirler…

 

Okumak isteyenler için benzer bir yazı: https://altiustupsikoloji.com/auozel-5436/

 

Kaynaklar

Coşan,  T. E. (2016). Beyin ve bilinç evrimi. Osmangazi Tıp Dergisi, 38 (Özel Sayı 1), 20-28

Gümüş Dağ, P. (2019). Güngör Dilmen’in Midas Üçleme’sinde mitik yapı. Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 7(19), 28-41.

Sakınç M. (2015). Aklın ve beynin evrimi. Bilim ve Gelecek Dergisi, 32-41. https://www.researchgate.net/publication/332671766_Aklin_ve_Beynin_Evrimi

Öne çıkan görsel: Pinterest

Görsel1: Pinterest

Görsel2: Pinterest

Görsel3: Pinterest

 

Editör: Rana Çevik

Yorum Bırak