Tanrıya ve Cinselliğe Dair: Dini ve Cinsel Obsesyonlar

Tanrıya ve Cinselliğe Dair: Dini ve Cinsel Obsesyonlar

Obsesyon; genel olarak zor kontrol edilen, sürekli tekrar eden ve sıkıntı verici düşünceleri, dürtüleri veya imgeleri ifade eder. Bu düşünceler veya zihinsel deneyimler rahatsızlık verici, istenmeyen ve önemli ölçüde endişeye sebep olur. Obsesyonlar genellikle mantıksızlık veya mantıksız bir korku ve kaygı hissiyle birlikte gelir ancak kişi bu düşünceleri zihninden uzaklaştırmakta zorlanır.

Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB), obsesyonlar ve kompulsiyonların varlığıyla karakterize edilen bir bozukluktur. Obsesyonlar, yukarıda bahsettiğim gibi, zorlayıcı ve sürekli tekrar eden düşünceler, imgeler veya dürtülerdir. Kompulsiyonlar ise obsesyonlara yanıt olarak gerçekleştirilen tekrarlayıcı davranışlar veya zihinsel eylemlerdir. Bu kompulsiyonlar genellikle anksiyeteyi azaltmak veya korkulan bir sonucu önlemek için yapılır.

Obsesyonlar hakkında önemli bir nokta ise herkesin zaman zaman bu tarz zorlayıcı düşüncelere sahip olabileceğidir ancak klinik düzeyde sıkıntı, günlük yaşamı etkileme ve belirli teşhis kriterlerinin karşılanması OKB teşhisi koymak için gereklidir.

Din ve cinsellik alanları, insanları derinden etkileyen ve kişisel kimliklerini şekillendiren karmaşık alanlardır. İnsanlık tarihi boyunca hep tartışılagelmiş ve hala belirli yönleriyle günümüzde de tartışılan “tabu” konuların başında yer alırlar.  Ancak bazı insanlar için bu alanlar yoğun ve rahatsız edici bir takıntı kaynağı haline gelebilir, bu da dini ve cinsel takıntıların gelişimine yol açabilir.

Dini takıntılar; bireyin rahatsızlık duyduğu, sürekli olarak zihnini meşgul eden istenmeyen düşünceleri, imgeleri veya dürtülerin dini içerikleri olanlarına işaret eder. Dini takıntılar yaşayan kişiler, kutsal sayılan eylemlere ve yapılara saygısızlık yapma, ilahi cezalarla karşılaşma korkusu veya inançlarıyla ilgili şüpheler gibi sürekli düşüncelerle baş etmek zorunda kalırlar. Cinsel takıntılar ise tabu veya uygunsuz cinsel eylemlerle ilgili sürekli istenmeyen düşünceleri, bu düşünceleri gerçekleştirme korkusunu veya cinsel yönelimleriyle ilgili endişeleri içerir.

“İsa beni neşelendiriyor, bana göz kırpıyor ve aklımı karıştırıyor. Günaha girmek istiyorum.”*

Dini ve cinsel takıntıların gelişimini açıklamak için psikolojik kuramlar çeşitli perspektifler sunmaktadır. Bilişsel model, takıntıların aşırı tehditleri abartma ve istenmeyen düşüncelere aşırı önem atama gibi uyumsuz düşünce kalıplarının bir kombinasyonundan kaynaklandığını öne sürer. Örneğin, dini takıntıları olan kişiler, dini ihlallerin sonuçlarını felaketleştirebilir ve bu da yüksek düzeyde kaygı ve takıntılı düşüncelere yol açabilir.

Psikanalitik Kuram’a göre dini takıntılar; bilinçaltındaki suçluluk duygusu ve cezalandırılma korkusundan kaynaklanabilir. Bireyler, suçluluk duygularını yönetmek veya güvence aramak amacıyla takıntılı düşünceler ve ritüeller geliştirebilir. Psikanalistlere göre dini semboller ve ritüeller; çözümlenmemiş çatışmaların veya arzuların yer değiştirmesi olarak hizmet edebilir.

“Tanrı, günahlara izin vermek için var.”*

Cinsel takıntılarda ise bilişsel teoriler, bireylerin normal cinsel düşünceleri veya fantezileri sapkın isteklerin göstergesi olarak yanlış yorumlayabileceğini, bu da rahatsızlık ve takıntıya neden olabileceğini öne sürer. Ayrıca, psikodinamik perspektifler, dini ve cinsel takıntıların bilinçdışı çatışmaları ve kaygıları yönlendirmek, yönetmek için bir savunma mekanizması olarak hizmet edebileceğini öne sürer. Freud, bireylerin bilinçaltında cinsel dürtülerinin ve toplumsal veya içselleştirilmiş ahlaki değerlerin çatışması sonucunda takıntılı düşünceler, korkular veya fanteziler geliştirebileceğini öne sürmüştür. Bu çatışmalar, yasaklanmış arzuları kontrol etmek veya bastırmak amacıyla takıntıların oluşmasına yol açabilir.

Psikanalitik teori ayrıca sublimasyon kavramını da içerir. Bu kavram, bireylerin yasaklanmış cinsel veya saldırgan dürtülerini dini pratikler veya sanatsal yaratılar gibi toplumsal olarak kabul edilebilir faaliyetlere yönlendirdiğini öne sürer. Bu bakış açısında dini ritüeller ve pratikler, bastırılmış cinsel veya saldırgan enerjilerin sembolik ifadeleri olarak görülebilir.

Bu Takıntılar Ne Zaman Ortaya Çıkar?

Dini ve cinsel takıntıların kökenleri çok yönlüdür ve kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Genetik yatkınlıklar, çocukluk travmaları veya anksiyete bozuklukları aile öyküsü gibi bazı yatkınlık faktörleri, takıntıların gelişme olasılığını artırabilir. Dini bir eğitim veya sıkı ahlaki kurallara maruz kalma gibi çevresel faktörler de dini ve cinsel takıntıların gelişimine katkıda bulunabilir.

Yukarıda da bahsettiğim gibi aslında her insan obsesyonlar gibi zorlayıcı düşüncelere sahip olabilir ve hatta bu düşünceler insanların zihinsel yaşamına etki edebilir. Bu zorlayıcı düşünceler özellikle ergenlik döneminde ve özellikle de dini ve cinsel konularda yoğunlaşır. Düşünce sistemi ve hayat tarzı bakımından ergenlikle beraber bireyselleşmeye başlayan insan çocukluktan beri dayatılmış ve/veya uzak tutulmuş dini ve cinsel düşünceleri istemese de deneyimleye başlar. “Tabu”laşmış kalıplarını yıkmak istemesi beyninin ona gördüğü bir haktır ancak bu düşünceler her obsesyon gibi rahatsız edicidir ve huzursuzluk yaşatır. OKB ile temel farkı ise burada başlar. Her insan bu tarz düşünceleri deneyimler ancak önemli olan onunla nasıl baş ettiği ve aslında bu düşüncelerle ne kadar uğraştığıdır. Obsesyonlar, yok edilmek için çabalandıkça güçlenir.

Dini ve cinsel takıntılar bireylerin ruh sağlığı, günlük işlevleri ve genel refahı üzerinde derin etkilere sahip olabilir. Bu takıntılarla mücadele eden insanlar genellikle artmış düzeylerde kaygı, suçluluk ve utanç yaşarlar. İstenmeyen düşüncelere olan aşırı odaklanma yaşam kalitesinin düşmesine, sosyal ilişkilerin bozulmasına ve mesleki veya akademik hedeflerin zorlanmasına yol açabilir. Ayrıca, dini ve cinsel takıntıların neden olduğu sıkıntı depresyona, düşük özsaygıya ve hatta intihar düşüncelerine katkıda bulunabilir.

OKB ve Tedavi

Dini ve cinsel takıntıları ele almak için çeşitli tedavi yaklaşımları etkili olmuştur. Bilişsel-davranışçı terapi (BDT), takıntılarla ilişkili uyumsuz düşünceleri, inançları ve davranışları tanımlamaya ve sorgulamaya odaklanan yaygın olarak kabul gören bir terapötik müdahaledir. Maruz kalma ve yanıt engelleme, BDT’nin belirli bir formu olup bireyleri korktukları düşüncelere veya durumlara giderek maruz bırakırken ilgili zorlamalardan kaçınmayı engeller.

Seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar) gibi ilaçlar, anksiyete ve takıntılı semptomları hafifletmek için reçete edilebilir. Ancak, genellikle tek başına yeterli görülmez ve genellikle tedaviyle birlikte kullanılır.

Dini ve cinsel takıntılar, bireylerin refahı ve işlevselliği üzerinde önemli etkilere sahip karmaşık psikolojik bir fenomendir. Bu takıntıların altında yatan nedenleri ve etkilerini anlamak, uygun destek ve tedavi sağlamak açısından önemlidir. BDT ve YEE gibi terapi yaklaşımlarının birleştirilmesiyle, ruh sağlığı profesyonelleri bireylere yaşamlarını yeniden kontrol etmelerine, sıkıntılarını azaltmalarına ve dini ve cinsel konularla daha sağlıklı bir ilişki geliştirmelerine yardımcı olabilirler.

 

Bu konularda daha fazla yazı okumak isterseniz sitemizdeki dini obsesyonlar ile ilgili yazımıza buradan, OKB tedavisi ile ilgili yazımıza ise buradan ulaşabilirsiniz!

Kaynaklar

Abramowitz, J. S., Huppert, J. D., ve Tolin, D. F. (2004). Understanding Obsessive-Compulsive Disorder: Cognitive-Behavioral Therapy for obsessive-compulsive disorder. American Psychological Association.

Hagen, R. M., ve Hutcherson, H. (2019). Obsessive-Compulsive Disorder. In StatPearls. StatPearls Publishing.

Marazziti, D., ve Picchetti, M. (2010). A historical perspective on obsessive-compulsive disorder and its subtypes. Dialogues in Clinical Neuroscience, 12(2), 181–187.

McKay, D., Abramowitz, J. S., Calamari, J. E., Kyrios, M., Radomsky, A. S., Sookman, D., ve Taylor, S. (2004). A critical evaluation of obsessive-compulsive disorder subtypes: Symptoms versus mechanisms. Clinical Psychology Review, 24(3), 283–313.

* Söz konusu alıntılar Toksöz B. Karasu’nun Yahudi Efendi (Of God and Madness) romanından alınmıştır.

Öne Çıkan Görsel: Freepik

Editör: Gülbin Daldal

Leave a Reply