Yapay Zeka ve Psikoloji

Yapay Zeka ve Psikoloji

Yapay Zekanın Gelişimi

1950’lerde yapay zeka alanının temelleri atıldı. Bilim insanları, makinelerin düşünme ve problem çözme yeteneklerini taklit etmek için ilk algoritmaları ve mantık sistemlerini geliştirdiler. John McCarthy, yapay zekayı “bilgisayarların insan zekasının herhangi bir yönünü taklit etme yeteneği” olarak tanımlayan bir konferans düzenledi.

Sonrasında 1960’lar-1970’lerde yapay zeka araştırmaları hız kazandı. Yeni programlama dilleri ve algoritmalar geliştirildi. Ayrıca yapay zeka için “uzman sistemler” adı verilen bilgisayar programları geliştirilmeye başlandı. Ayrıca “ELIZA” adlı ilk sohbet programı yaratıldı ve doğal dil işleme alanında ilerlemeler kaydedildi.

1980-90 arası yapay zeka araştırmaları ivme kazandı, ancak beklentiler gerçekleşmedi. İlk başta umut verici olan uzman sistemlerin sınırlamaları ortaya çıktı. Yapay sinir ağları ve makine öğrenimi gibi alternatif yaklaşımların geliştirilmesiyle yapay zeka çalışmaları devam etti. 

Yavaş gelişmelerden sonra 21. yüzyıl başında büyük veri ve daha güçlü bilgi işlem kapasiteleriyle birlikte yapay zeka araştırmaları tekrar canlandı. Makine öğrenimi ve derin öğrenme gibi yöntemlerde önemli ilerlemeler kaydedildi. Sesli asistanlar, görüntü tanıma sistemleri ve oyunlarda yapay zeka teknolojileri kullanılmaya başlandı. Büyük veri, derin öğrenme ve yapay zeka alanındaki ilerlemeler birleşti. Derin sinir ağları ve yapay zeka tabanlı sistemler, çeşitli alanlarda çarpıcı sonuçlar verdi. Otomotiv endüstrisinde otonom araçlar, sağlık alanında teşhis ve tedavi yardımı, doğal dil işleme ve çeviri gibi birçok alanda yapay zeka teknolojileri hızla ilerledi. Günümüzde, yapay zeka gelişimi hızla devam ediyor. Özellikle güçlü hesaplama kaynakları, büyük veri kaynakları ve ileri algoritmaların birleşimiyle birlikte yapay zeka sistemleri daha da karmaşık hale geliyor. Otomasyon, robotik, yapay zeka destekli sağlık hizmetleri ve diğer birçok alanda yapay zeka teknolojileri yaygın olarak kullanılmaktadır.

Yapay Zeka Eğitimi ve Kariyer Fırsatları Hakkında Merak Edilenler

Yapay Zekanın Psikolojiye Etkileri

Yapay zeka, psikolojik değerlendirme, terapi, duygusal anlayış ve insan-makine etkileşimi gibi psikoloji alanındaki birçok konuda yeni olanaklar sunmaktadır. Günümüzde bilişsel modelleme, duygu algılama ve davranış modellemeye yapay zeka entegre ediliyor. Psikolojik modelleme, insan düşünme ve zihinsel süreçleri anlamaya çalışan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, insanların nasıl bilgi işlediğini, nasıl kararlar verdiğini, dikkatlerini nasıl yönlendirdiklerini, hafıza süreçlerini nasıl kullandıklarını ve problem çözme yeteneklerini nasıl kullandıklarını incelemeyi amaçlar.

Yapay zekanın psikoloji alanında bir diğer önemli etkisi, duygusal yapay zeka olarak adlandırılan bir alt alanın ortaya çıkmasıdır. Duygusal yapay zeka, insan benzeri duygusal tepkileri simüle eden ve duygusal anlayışa sahip olan yapay zekayı hedefleyen bir araştırma alanıdır. Bu tür sistemler, insanlarla etkileşimde bulunan yapay varlıkların daha inandırıcı ve etkileşimli olmasını sağlamak için kullanılabilir. Örneğin, bir yapay zeka robotu veya sanal karakter, duygusal ifadeleri tanıyabilir, empati gösterebilir ve insanlarla daha anlamlı bir bağ kurabilir.

Günümüzde Yapay Zeka ve Terapi İlişkisi

Yapay zeka teknolojileri, psikolojik değerlendirme ve tanı süreçlerinde önemli bir rol oynuyor. Örneğin, otomatik değerlendirme sistemleri, kişilik analizi veya zihinsel sağlık durumu değerlendirmesi gibi alanlarda kullanılıyor. Yapay zeka algoritmaları, büyük miktarda veriyi analiz ederek daha objektif ve güvenilir sonuçlar üretiyor, böylece daha etkili bir tedavi ve müdahale süreci sağlanıyor. Bu amaçta üretilen yapay zeka chatbot örneklerinden biri Overcome Social Anxiety. Bireylerin sosyal anksiyeteyi yenmesi için oluşturulan Overcome Social Anxiety, ön anket, düşünme egzersizleri, düşünce şekliyle mücadele etmek, kendi modelini yaratma, davranışsal deneyler, düşüncelere daha fazla meydan okuma, kendi kendine işleme, tekrarlamayı önleme çalışmaları ve bitirme anketinden oluşuyor. Bilişsel davranışçı temelli bir uygulama. Diğer yapay zeka terapi araçları olarak Wysa, Woebot, Limbic, Riseup örnekleri verilebilir. 

Cangelosi ve arkadaşları (2018)  tarafından yapılan araştırmada yazarlar, gelişimsel robotiğin, insan bebeklerinin motor, bilişsel ve sosyal becerilerini taklit etmek için kullanılan robotik sistemlerini araştırıyor. Bu robotlar, bebeklerin hareketlerini ve etkileşimlerini taklit edebilme yetenekleri sayesinde, bebeklerin gelişimsel süreçlerini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Araştırma, gelişimsel robotiğin önemli uygulamalarını da ele alıyor. Örneğin robotlar, otizm spektrum bozukluğu gibi nörogelişimsel bozuklukların erken teşhis ve müdahale süreçlerinde kullanılabilmektedir. Ayrıca robotlar; dil gelişimi, öğrenme, problem çözme ve sosyal etkileşim gibi alanlarda da kullanılabilmektedir. Yazarlar, gelişimsel robotiğin avantajlarını ve sınırlamalarını da tartışmaktadır. Avantajlar arasında, robotların kontrol edilebilir olması, tekrarlanabilir deney koşullarının oluşturulabilmesi ve daha objektif verilerin elde edilebilmesi sayılabilir. Bununla birlikte yazarlar, robotların insan çocuklarının gelişimini tam olarak taklit edemeyeceğini ve bazı sosyal ve duygusal etkileşimlerin sınırlı olabileceğini belirtmektedir.

The Age of AI has begun | Bill Gates

Yapay Zeka Ve Etik

Yapay zekanın psikoloji üzerindeki etkisiyle birlikte bazı etik ve sosyal sorunlar da ortaya çıkmaktadır.

Birinci etik sorun, yapay zekanın insan zihnini taklit etmeye çalışırken, insanlarda duygusal bağ kurma ve empati yeteneğinin olmamasıdır. Psikoterapi gibi kişisel ve duygusal bir süreçte, insan doktorun yerine bir yapay zeka sistemi kullanılması, bazı insanlarda rahatsızlık yaratabilir.

İkinci etik sorun, yapay zeka sistemlerinin geliştirilme ve kullanım sürecindeki veri gizliliği ve mahremiyeti konusudur. Psikoloji alanında kullanılan yapay zeka sistemleri, genellikle büyük veri kümelerinden öğrenme yapar ve bu veriler insanların kişisel ve hassas bilgilerini içerebilir. Bu durumda, veri güvenliği ve mahremiyeti sağlanmalı ve yapay zeka sistemlerinin bu verilere erişimi ve kullanımı sıkı bir şekilde düzenlenmelidir.

Üçüncü etik sorun, yapay zeka sistemlerinin psikolojik teşhis ve terapötik süreçlerdeki doğruluk ve güvenilirlik konusudur. Yapay zeka destekli sistemlerin psikolojik rahatsızlıkları doğru bir şekilde teşhis etme ve etkili bir şekilde tedavi etme yetenekleri sınırlı olabilir. Bu durumda yapay zeka sistemlerinin kullanımıyla ilgili sınırlamalar ve doğru sonuçların sağlanması için insan uzmanların denetimi ve müdahalesi önemlidir.

Bu nedenle, yapay zekanın psikoloji alanında kullanımıyla ilgili etik standartların belirlenmesi ve düzenlemelerin yapılması önemlidir. 

Teknoloji ve insan psikolojisi hakkında bir diğer yazımıza buradan ulaşabilirsiniz!

Kaynaklar

Cangelosi, A., ve Schlesinger, M. (2018). From babies to robots: The contribution of developmental robotics to developmental psychology. Child Development Perspectives, 12(3), 183-188.https://doi.org/10.1111/cdep.12282

Öne Çıkan Görsel:

Görsel 1: tr.cryptonews.com

Görsel 2: unesco.org

Görsel 3: 42courses.com

Görsel 4:

Editör: Gülbin Daldal