İçedönüklük/Dışadönüklük: Doğru Bilinen Yanlışlar

İçedönük dendiğinde birçoğumuzun aklına utangaç, sosyal açıdan zayıf veya toplumdan uzak insanlar; dışadönük dendiğinde ise “sosyal kelebek”ler gelir. Bu görüşler doğru gibi gözükseler de aslında birer kalıpyargıdan ibarettir. İçedönüklük/dışadönüklük kişilik özellikleri, karakterlerimizin ve dolayısıyla hayatımızın önemli bir parçasıdır. “Nasıl” bir insan olduğumuzu şekillendiren yanlarımızdan birisidir. Peki nedir içedönüklük ve dışadönüklük? Nasıl tanımlanmalı ve görülmelidir?

Carl Jung’a göre dışadönük bireyler, kişisel enerjilerini dış dünyaya, sosyal aktivitelere ve dış nesnelere aktararak yaşarlar. Tam aksine içedönük kimselerin iç enerjilerinin odak noktası ise düşünceler ve duyguları yani iç dünyalarıdır. İlk başlarda kişisel enerjiyi sosyal dünyaya ya da kişinin kendi iç dünyasına aktarıp aktarmaması üzerine kurulu olan teori, yine Jung tarafından tüm içedönük bireylerin odaklarının aynı olmadığı yönünde geliştirilmiştir. Buna göre odaklarına göre dört tür psikolojik faaliyet ortaya koymuştur: Duygu, düşünce, duyu ve sezgi. Bu dört tip işlev iki ana kişilikle beraber sekiz kişilik tipi ortaya çıkarmaktadır. Jung’tan sonra sayısı on altıya çıkacak olan bu kişilik tipleri günümüzde hala popüler olan 16PF Kişilik Envanteri’ni (INTP, ENFP vs.) oluşturur. İçedönüklük/dışadönüklük boyutu Jung’un teorisinden beri epey bir yol katetmiş olsa da bu terimlere isimlerini vermesi ve kişilik boyutunun babası olmasıyla Jung bu noktada önemli bir yere sahiptir.

Günümüzde içedönüklük/dışadönüklük kavramları “Kişilik Psikolojisi”nin en kabul gören kuramlarından biri olan Büyük Beşli (Big Five)’nin 5 boyutundan birisidir. Bu kurama göre her birey bir ucu içedönüklük diğer ucu dışadönüklük olan bir skalanın üzerinde bir noktada bulunur. Bu kavramlar kişiliklerimiz üzerine yapıştırılmış bir etiketten ziyade sosyal hayatlarımızın ve davranışlarımızın hangi kişilik özelliklerine tekabül ettiğiyle alakalıdır.

İçedönüklük özelinde en çok yanlış anlaşılan noktalardan birisi içedönük bireylerin “toplumdan uzak” ve utangaç özelliklere sahip olduğudur. Hatta genel olarak kendi iç dünyasını kullanmayı bazılarına göre daha fazla tercih eden bu insanların iyi liderler, yöneticiler olamayacağına inanılır. Aslında durumun böyle gözükmesinin sebebi dışadönük özellikleri ağır basan bireylerin diğerlerine göre biraz daha sıcakkanlı ve sosyal algılanmasıdır. Yapılan araştırmalarda Jung’un içedönüklük ile ilgili bulduğu bazı özelliklerin, hayal dünyasında yaşama eğilimi ve zengin bir iç dünyaya sahip olma gibi, Büyük Beşli’nin içedönüklük/dışadönüklük boyutuyla ilgili olmadığı ortaya konulmuştur.

Bu konudaki bir diğer yanlış anlaşılma ise dışarıya karşı hassas ve/veya sosyal anksiyetesi olan bireylerin kendilerini içedönük kimseler olarak görmesi ve toplum tarafından da öyle görülmeleridir. Aslında bu özellikler Büyük Beşli’nin içedönüklük boyutuyla değil Nörotisizm boyutu, yani Büyük Beşli’nin psikopatolojiyle en alakalı boyutu ile ilgilidir. İçedönük bireyler, toplum içinde ve sosyal hayatta rahatsızlık duymak veya sosyal gerekleri yerine getirmekte zorlanmak zorunda değillerdir. Yukarıda bahsettiğim gibi hem içedönük kişilik özelliklerine sahip olup hem de iyi bir lider olmak mümkündür. Sosyal anksiyete veya Sosyal Kaygı Bozukluğu kişilik özelliklerinden bağımsız psikolojik bir durumdur.

Bazı araştırmaların ortaya koyduğu bir başka konu ise kendilerini dış dünyaya karşı hassas ve kırılgan olarak gören bazı “içedönük” bireylerin aslında içedönük değil gizli narsistler olmasıdır. Bu bireyler toplum ve çevreleri tarafından sürekli takdir görmek ve birilerinin kendilerinin harikalıklarını fark etmelerini istemektedir. Bu yüzden bunun karşılığını alamadıklarında çok kolay kırılırlar ve sosyal çevreye karşı “hassas” konumda olurlar. Sosyal anksiyetede olduğu gibi bu da içedönüklük/dışadönüklük ile ilgili değil Nörotisizm boyutu ile ilgilidir.

İçedönüklük/dışadönüklüğün ne ile bağlantılı olduğu konusu tartışmalı olsa da en çok kabul gören görüş sosyal yaşamdan alınan pozitif geri bildirimlerin düzeyidir. Bu görüşe göre dışadönük insanlar sosyal aktivitelerden, insanlarla beraber vakit geçirmekten daha fazla pozitif geri bildirim almakta ve bu bir pekiştireç görevi görmektedir. Fakat bu, içedönük bireylerin aynı sosyallikten negatif geri bildirim aldıklarını veya pozitif geri bildirim almadıkları anlamına gelmez; sadece dışadönük kişilik eğilimli bireylere göre daha az pekiştirilirler ve dolayısıyla sosyalliğe karşı daha az hevesli ve daha az motive olurlar.

Sonuç olarak içedönüklük, birçoklarının gördüğü gibi kendini eve kapatıp toplumdan uzak yaşamak değilken dışadönüklük de sosyal kelebek olmak değildir.

 

 

Kaynaklar

Gençtan, E. (2004). Psikanaliz ve sonrası. Metis Yayınları.

Grimes, J. O., Cheek, J. M., ve Norem, J. K. (2011). Four meanings of introversion: Social, thinking, anxious, and inhibited introversion. In annual meeting of the Society for Personality and Social Psychology, San Antonio, TX.

Walker, D. L. (2020). Extraversion – introversion. The Wiley Encyclopedia of Personality and Individual Differences, 159–163. 

Öne Çıkan Görsel: Freepik

Editör: Rana Çevik

Leave a Reply