Otoritenin etkisi altındayken en fazla ne kadar ileri gidersiniz?: Milgram’ın İtaat Deneyi
İtaat, genellikle otorite konumundaki biri tarafından doğrudan verilen emirleri yerine getirmekle oluşan bir razı gelme biçimidir (Weiten ve ark., 2016). Peki otorite konumundaki bir araştırmacı, sıradan insanları masum birine şiddetli acılar yaşatmak gibi ahlak dışı eylemlere yöneltebilir mi? Stanley Milgram, işte bu sorunun yanıtını arıyordu ve sosyal psikoloji alanındaki en ünlü çalışmalardan birine imza atacaktı (Aronson ve ark., 2012).
Otoriteye itaat etmenin gücünü en iyi şekilde gösteren deneylerden biri Milgram’ın 1963 yılında yaptığı itaat deneyidir. Milgram, deneyini yerel gazetelere verilen ilanlar aracılığıyla toplanan ve “cezanın öğrenme davranışı üzerindeki etkisinin incelendiği bir deney”e katılacakları söylenen katılımcılarla yürüttü (akt. Ciccarelli ve White, 2019). Bu durumda katılımcıların şiddete eğilimli veya sabıkalı kişilerden değil, sıradan insanlardan oluştuğunu düşünebiliriz. Bu deneyde toplam 3 farklı rol vardı; Deneyci deneyi denetler ve yönlendirirken öğretmen bir takım sorular soracak ve öğrenci ise bu soruları cevaplandıracaktı. Öğrencinin görevi basit bir kelime çifti bellek testiydi (Ciccarelli ve White, 2019). Öğrencinin vücuduna elektrotlar yerleştirildi ve bir soruya verdiği her yanlış cevapta, şiddeti 15 volt arttırılarak elektrik şoku verilecekti. Bütün araç gereç çok gerçekçiydi ve deney düzeni kulağa çok gerçekçi geliyordu ancak bunların hepsi aslında kurguydu, öğrenci hiçbir zaman gerçek şok almıyordu (Weiten ve ark., 2016). Bu durumdan habersiz olan öğretmen ise gazete ilanı ile deneye katılmış ve hileli kura ile bu role atanmış olan kişiydi.
Deneyciye itaat etmeye eğilimli olmalarına rağmen, katılımcıların çoğunluğu öğrenciye zarar vermekten ciddi biçimde rahatsız olduklarını göstermişlerdir (Weiten ve ark., 2016). Katılımcıların %80’i kalp rahatsızlığı olduğunu belirten ve araştırmadan çıkmak istediğini süreç boyunca sözel olarak belli eden kişiye şok vermeye devam etmişlerdir (Abayhan, 2016). Uygulanan en yüksek şok ortalama 360 volttur ve katılımcıların %62,5’i 450 voltluk en üst düzeye kadar çıkmıştır (akt Aronson ve ark., 2012). Bir insanın ölümüne yol açabilecek elektrik şoku seviyesi ise yaklaşık 400 volttur.
Milgram’ın deneyini yarıda bırakan bireylerin “Bu yanlış. Ben bu uygulamaya devam etmeyeceğim.” cümlesini kullandıkları, devam eden bireyler ile de daha sonrasında yapılan görüşmelerde olayın olumsuz sonuçlarının onları doğrudan ilgilendirmediğini onların sadece işlerini gerçekleştirdiğini, asıl sorumluluğun komutu veren bireylerde olması gerektiğini söyledikleri görülür (akt Abayhan, 2016). Yani katılımcılar, bir kişiye ölümcül şiddette şok verirken kendilerini değil, bunu yapmasını söyleyen kişiyi sorumlu görmüşlerdir. Tıpkı savaşlarda komutanın emirlerini uygularken bir insanı öldürmekten çekinmeyen askerler gibi…
Kaynaklar
Abayhan, Y. (2016). Sosyal psikoloji perspektifinden insan doğası ve liberalizm. Liberal Düşünce Dergisi, (81), 39-46.
Aronson, E., Wilson, T. D. ve Akert, R. M. (2012). Sosyal psikoloji (O. Gündüz, Çev. Ed.). Kaknüs Yayınları.
Ciccarelli , S. K. ve White, J. N. (2019). Psikoloji bir keşif gezintisi (D. N. Şahin, Çev. Ed.). Nobel Yayınları.
Weiten, W., Hammer, E. Y. ve Dunn, D. S. (2016). Psikoloji ve çağdaş yaşam insan uyumu (E. İkiz, Çev. Ed.). Nobel Yayınları.
Öne Çıkan Görsel: Fikriyat
Görsel 1: Webtekno