Yaşlılık, fizyolojik bir olgu olup yaşam sürecinin gelişimsel bir dönemidir. Doğumdan ölüme kadar yaşın ilerlemesiyle birlikte biyolojik, psikolojik ve sosyolojik boyutlarıyla gerileme veya duraklamaların görüldüğü insanlarının birçoğunun yaşayacağı dönemler arasındadır.
Ölüm, canlıların fiziksel olarak yaşam faaliyetlerinin son bulması olarak tanımlanır. Canlıların doğumu kendi elinde olmayan ve kendisinin kontrol edemediği bir durumdur. İnsan doğal olarak veya kendi isteğiyle hayatını kaybedebilir. Ölüm, bireylerin yaşamını anlamlandırılmasında yardımcı olsa da hayatın bitmesi bireylerde hiçlik duygusunu ortaya çıkararak korku ve kaygı gibi duyguların hissedilmesine neden olan bir durumdur.
Korku, bilişsel bir süreç olup bireyin belirli bir durumda gerçek ya da potansiyel bir tehlikenin olduğunu değerlendirdiği ve bunun sonucunda ortaya çıkan bir duygudur. Ölüm korkusu ölüme dair somut bir şeyler görme durumunda ortaya çıkabilmektedir. Örneğin ceset görmek, defin işleminde bulunmak, mezarlık ziyareti veya morg teşhisi gibi durumlarda bireylerde ölüm korkusu görülebilir.
Ölüm kaygısı, ölümün zamansız olması, sevdiklerinden ayrılma endişesi, yaşanılan hayat güzelliklerinin son bulması, ne şekilde öleceğinin bilinmemesi, ölümden sonraki hayatın belirsizlikleri, mezarda bulunma düşüncesi ve bedenin çürümesi gibi düşüncelerle ortaya çıkmaktadır. Doğduğumuz andan itibaren her dönemde ölüm kaygısını yaşarız. Yalom’a göre bütün bireyler yaşamın her anında ölüm kaygısıyla yüzleşir. Bunu, ünlü Manilius şu dizelerle açıklamıştır: ’Doğumda bile ölürüz, son, başlangıçta vardır’.
Ölüm kaygısında yaşın tek bir etken olduğu söylenemez. Bireyin içinde bulunduğu kültür, sosyoekonomik durum, yaşam öyküsü, sağlık durumu ve yaşlanma sürecine uyumun da ölüm kaygı düzeyinin belirlenmesinde önemli olduğu vurgulanmaktadır.
Ölüm kaygısı ile ilgili yaş ve fiziksel sağlık üzerine yapılan detaylı incelemelerde yaşın ilerlemesiyle bireyin olgunlaşması ve ölümün yaşanacak olmasını kabul etmesi, fiziksel sorunların ortaya çıkması, yaşam işlevlerini yerine getirmekte zorluk çekmesi ve bakıma muhtaçlık gibi yaşam korkularının ölüm kaygısından daha yüksek olmasının ölüm kaygısını azalttığı düşünülmektedir. Yapılan araştırmalarda yaşla birlikte ölüm kaygısının artacağına yönelik öngörüler vardır fakat 70’li yaşların ortasında olan bireyin 60’lı yaşların sonlarında olan bireyden daha az ölüm kaygısı yaşadığı gözlemlenmiştir.
Yapılan araştırmalarda kalp ve damar hastalığı olan bireylerin kanser teşhisi konmuş bireylerden daha çok ölüm kaygısı yaşadığı belirtilmiştir. Bunun nedenin kalp krizi, damar tıkanıklığı gibi sağlık problemlerinin kanser hastalığına göre daha ani ölümlere yol açması olduğu düşünülmüştür.
Yaşlı bireylerde ölümün sürekli düşünülmesi de ölüm kaygısını arttırır. Nasıl ve ne şekilde öleceğini tasarlamak bireyin günlük hayatını ve ruh sağlığını etkilemektedir. Kişi yemek yeme, kişisel bakımını yapma ve çevresindeki insanlarla konuşma gibi günlük aktivitelerini yapmamaktadır. Sürekli ölümü düşünmek içe kapanıklık, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sağlık sorunlarına neden olabilmektedir.
Kaynaklar
- Aykar, Ş.F., Karaman, E., Kasar, S.K., Şahin, S.D. ve Yıldırım, Y. (2016). Yaşlı bireylerin yaşadıkları ölüm kaygısı ile yaşam kalitesi arasındaki ilişki. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 5(2), 48-55.
- Erdoğdu, Y.M ve Özkan, M. (2007). Farklı dini inanışlardaki bireylerin ölüm kaygıları ile ruhsal belirtileri ve sosyo-demogafik değişkenler arasındaki ilişkiler. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 14(3), 171-179.
- Esen, D., Karacaahmetoğlu, U.G., Softa, K.H., Uçukoğlu, H. ve Ulaş, G. (2011). Yaşlılarda ölüm kaygısı düzeyinin etkileyen bazı faktörlerin incelenmesi. Yaşlı Sorunlarını Araştırma Dergisi, 1(2), 67-79.
- Karakuş, G., Öztürk, Z. ve Tamam, L. (2011). Yaşlı bireylerde ölüm kaygısı. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 12, 37-43.
- Karakuş, G., Öztürk, Z. ve Tamam, L. (2012) Ölüm ve ölüm kaygısı. Arşiv Kaynak Tarama Dergisi, 21(1), 42-79.
- Saya, P. ve Sezer, S. (2009). Gelişimsel açıdan ölüm kavramı. Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 13, 151-16.
- Öne Çıkan Görsel: templatemonster.com
Editör: Gülbin Daldal