Erkek Çocuklarında Depresyon, Akran Zorbalığı ve İntihar: Columbine Vakası
Columbine Lisesinde Ne oldu?
20 Nisan 1999 günü ABD, Colorado Eyaletinde tarihin en kanlı okul saldırılarından biri gerçekleşti. Columbine Lisesi öğrencileri Eric Harris ve Dylan Klebold, yaptıkları katliam planını gerçekleştirmek için o sabah okullarına gitti. Okulun kütüphanesinde kendi hayatlarına da son vermeden önce okulda öğretmenler ve öğrenciler dahil 13 kişiyi öldürdüler, 24 kişiyi ise yaraladılar.
Okul katliamları nın sıklıkla yaşanmakta olduğu Amerika Birleşik Devletleri’nde bu olay kısa bir sürede toplumsal sorun haline geldi. Amerikalı vatandaşlarda korku uyandıran bu iki genç, sadece 18 ve 17 yaşlarında olmalarına rağmen planlanmış ve korkunç bir suç işlemişlerdi. Okulun kafeteryasına yerleştirdikleri patlayıcı da planladıkları gibi patlasaydı yetkililere göre yüzlerce öğrenci hayatını kaybedebilirdi (Thompson ve Kindlon, 2019).
O dönemde gerçekleşen bu büyük çaplı ve şok etkisi yaratan olay sonrasında ebeveynler arasında büyük bir endişe dalgası yayıldı. Başta kendi çocuklarının sağlığı ve güvenliği için endişelenmekle birlikte bu suçu işleyen çocuklardaki sorunun ne olduğunu merak ediyorlardı. Bu çocuklar doğuştan kötü müydü? Bunun gibi bir suçu nasıl planlayabildiler? Ve kendi çocuklarının da gittiği okullarda başka çocuklar bu gibi suçlara karışabilir miydi (Thompson ve Kindlon, 2019)?
Biz bu konuyu analiz ederken Bronfenbrenner’ın Ekolojik Kuramını baz alacağız. Ekolojik Kuram bireyi incelerken sadece onu konu almaz, bireyin çevresini ve çevresindeki kültürel sistemleri birbirlerini etkileyen ve değiştiren kümeler olarak ele alır. Bu da insanın çok boyutlu ve kompleks özellik gösteren davranışının incelenmesi için çalışmalara çok yönlü bir bakış açısı sunar (Bronfenbrenner, 1979). Ele aldığımız vakada da faillere şeytani çocuklar olarak yaklaşmak yerine onların sistemlerle ilişkilerini ve maruz kaldıkları risk faktörlerini inceleyerek ergenlik dönemindeki başka çocukların bu gibi davranışları göstermesinin engellenebileceğini düşünüyoruz.
Bireyin diğer sosyal sistemlerle etkisini inceleyen ekolojik çerçeveyle başlamadan önce Dylan ve Eric’in kişisel özelliklerine değinmek istiyoruz.
Bireysel Özellikler
Amerika Birleşik Devletleri Gizli Servisi ve Eğitim Bakanlığı’nın raporuna göre, okulda silahlı saldırı faillerinin yüzde yetmiş biri olaydan önce başkaları tarafından zorbalık ve tacize maruz kaldı; yüzde yetmiş sekizinin intihar düşüncesi veya intihar girişimi öyküsü vardı ve yüzde altmış biri depresyon geçmişi sergilemişti. Bu oranlar ulusal ortalamanın çok üzerindedir (Juan ve Hemenway, 2017).
Juan ve Hemenway, 2017 yılında yaptıkları çalışmada depresyonun ve sosyal çevreye dair algılanan aidiyetin düşük seviyelerde olmasının silah taşıma ile ilişkili olduğu bulgusuna ulaştılar (Juan ve Hemenway, 2017).
Psikopatoloji, okul saldırılarını gerçekleştiren failler arasında ortak bir özelliktir ve Columbine saldırısını gerçekleştiren Eric ve Dylan’da da görülmüştür. Kişinin bir psikiyatrik bozukluk tanısı almış olması intihar için de en önemli risk faktörlerinden birisidir (Güleç, 2016). Hem Eric hem de Dylan’a depresyon, dürtüsellik ve anti-sosyal davranış için danışmanlık seansları uygulandı (akt. Hong ve ark., 2011).
Eric’in günlük kayıtlarına ve bir danışmanla olan kişisel iletişimlerine dayanarak, Immelman, Eric’in davranış kalıplarının patolojik narsisizm, anti-sosyal eğilimler, paranoid özellikler ve sınırsız saldırganlıkla tutarlı olduğunu teşhis etti. Obsesif kompulsif bozukluk için Luvox adlı bir psikiyatrik ilaç reçete edildi ve mahkeme, vandalizm nedeniyle tutuklandıktan kısa bir süre sonra bir öfke yönetimi dersine katılmasına karar verdi (akt. Hong ve ark., 2011).
Dylan ise utanç ve aşağılanmaya karşı aşırı duyarlı olarak nitelendiriliyordu. Ayrıca depresif, aşırı endişeli, güvensiz ve çekingen kişilik bozukluğu ya da sosyal fobi nin klinik tanısıyla tutarlı olan münzevi davranış kalıpları sergilediği olarak değerlendirildi. Ayrıca, günlük kayıtlarında da yalnızlık ve tecrit duygusu ifade etti (akt. Hong ve ark., 2011).
Ekolojik Kuram Çerçevesi ile İnceleme
Columbine saldırısı üzerindeki en doğrudan etki, bireylerin etkileşimde bulunduğu bireylerden veya birey gruplarından (örneğin ebeveynler, akranlar) oluşan mikrosistem düzeyindedir. Mikrosistem, bireyin doğrudan bir ortamda deneyimlediği etkinlik kalıpları, sosyal roller ve kişilerarası ilişkilerden oluşur (Bronfenbrenner 1986). Mikrosistemler içindeki etkileşimler bireyi etkiler. İlgili mikrosistemler düzeyindeki risk faktörleri ebeveynlik ve akran etkisidir.
Eric ve Dylan’ın ebeveynleri, çocuklarının gerçekleştirdiği saldırı nedeniyle sık sık suçlandı. Daha önce de birlikte bir kamyonet çalma suçundan tutuklanmış olan çocukların hala birbirleriyle görüşmesine izin verilmiş olması bu tepkilerin başındaydı. Ayrıca çocukların silahlara ve şiddet üzerine gösterdikleri bu aşırı ilginin aileleri tarafından gözden kaçırılmış olması büyük bir tepki yarattı (Hong ve ark., 2011).
Ancak Ne Eric ne de Dylan ‘kötü’ bir aileden gelmiyorlardı ve her iki ebeveyn grubu da oğullarının kötü davranışları konusunda uygun bir şekilde endişeleniyor ve onlara ellerinden geldiğince yardım etmeye çalışıyordu. Dylan ve Eric’in ailesi okulda yapılan etkinliklere katılım sağlıyordu. Dylan olaydan bir hafta öncesini babasıyla yurt odalarını gezerek geçirmişti. Eric’in arkadaşları ayrıca, ebeveynlerinin oğullarını cezalandırarak, ev işleri vererek ve telefon ve bilgisayar ayrıcalıklarını kaldırarak cezalandırdıklarını belirttiler (Hong ve ark., 2011).
Akran gruplarına gelecek olursak da, Dylan ve Eric sık sık okulda Trençkotlu Mafyalar olarak bilinen bir grubun üyesi olarak biliniyordu. Bu grup, genelde yalnız ve izole öğrencilerin birbirleriyle takıldığı bir gruptu. Bu grup her ne kadar Dylan ve Eric’in kurduğu ve üyesi olduğu bir grup olmasa da olay günü gençlerin siyah trençkotlar giymesi nedeniyle o dönemde büyük bir hedef haline geldi. Pekçok araştırmacı akran etkisi üzerinde çalıştı ve bu olayın da akran etkisi ile meydana gelmiş olabileceği sorusu üzerinde durdular (Hong ve ark., 2011).
Bir mezosistem, iki veya daha fazla mikrosistem (örneğin; aile, okul,akranlar) arasındaki karşılıklı ilişkiler veya etkileşimlerden oluşur (Bronfenbrenner 1986). Columbine saldırı vakasıyla ilgili bir mezosistem örneği, öğretmen-akran ilişkileridir. Saldırıdan bir yıl sonra, Denver için Juvenile Divertion Bölge Savcılığı, Columbine Lisesi’ndeki okul iklimi üzerine bir araştırma yaptı. 28 yetişkin ve 15 öğrenci (hem mevcut hem de eski) ile öğrencilerin zorbalık deneyimleri ve okul yetkililerinin zorbalığa tepkileri hakkında bir görüşme yapılmıştır. Çalışmadan elde edilen bulgular, öğretmenlerin yalnızca tanık oldukları zorbalık durumlarına tepki vermelerine rağmen, belirli grupların (yani sporcuların) dahil olduğu durumları gözden kaçırdıklarını göstermektedir (akt. Hong ve ark., 2011).
Öğretmenler, öğrencilerinin okuldaki yaşamlarına dahil olmayarak, zorbalık gibi olumsuz akran etkileşimlerini istemeden pekiştirebilirler (Espelage ve Swearer, 2003; ayrıca bkz. Garbarino ve deLara, 2002). Sabuncuoğlu ve arkadaşları, 2016 yılında yaptıkları çalışmalarında depresyon ve akran zorbalığının ilişkili olduğunu bulmakla birlikte bu durumun okullar arasında farklılaştığını da savunuyorlar. Yani her okul öğrencilerine farklı ortamlar sunduğundan öğrencilerin okul algısı bu noktada farklılaşabilmektedir. Öğrencilerin okul ortamında akran zorbalığına karşı yakın arkadaşlarının ve öğretmenlerinin desteğini duyması koruyucu etki sağlıyor ve akran zorbalığına uğrama olasılığını azaltıyor (Bayar, 2010).
Ekzosistem, bireyin doğrudan içinde bulunmadığı fakat onun gelişimini dolaylı yoldan etkileyen etkileşimleri içerir. Ekzosistem düzeyindeki faktördeki dolaylı etkileşimlere örnek olarak, ebeveynlerin sosyal desteği ve ebeveynlerin istihdamı verilebilir (Bronfenbrenner 1986).Örneğin, araştırmalar, ebeveynlerin çocuklarıyla olumlu ilişkiler kurmak için daha az zamanları olduğu için, ebeveynlerin istihdamı ve çalışma saatlerinin çocukların davranışlarını etkileyebileceğini belgelemiştir, bu da okulda olumsuz akran etkileşimlerine (örneğin, anti-sosyal davranış, akran mağduriyeti) yol açabilir. (Hong ve Eamon, 2009). Kitle iletişim araçları, gençlerin ruh sağlığını da etkileyebilir ve bu da okuldaki akranlarıyla olan etkileşimlerini etkiler (Hong ve ark., 2011).
Silahlara erişimde olduğu gibi, şiddet temalı video oyunları da saldırılar için belirlenmiş bir diğer potansiyel risk faktörüdür. Eric ve Dylan, Doom ve Mortal Kombat gibi oyunların sıkı oyuncularıydı. Sonuç olarak, Doom ve Mortal Kombat gibi şiddet içeren video oyunları; araştırmacılar, politikacılar ve medya tarafından, saldırganlar arasında sözde saldırgan ve şiddet içeren eğilimleri teşvik etmek ve okul saldırılarına katkıda bulunmakla suçlandı. Harvard Tıp Okulunda Psikiyatr olan Alvin Poussaint’e göre ise bu gibi oyunlar dolayısıyla şiddet çocuklar için bir eğlence haline dönüyor. Şiddet içerikli medya içeriklerinin gençlerin davranışları üzerindeki etkileri üzerine yapılan bir dizi araştırmada, şiddet temalı video oyunlarına maruz kalmanın aynı zamanda başkalarına karşı düşmanlığı, duyarsızlaşmayı, korku ve kaygıyı da artırdığını bulmuştur. Ancak başka bazı araştırmalarda ise video oyunları ve şiddet davranışı arasında ilişki olduğunda dair çok az kanıt bulunmuştur (Hong ve ark., 2011).
Bireyin içinde yaşadığı toplumun kültürel değer ve inanç sistemlerini, yaşam tarzlarını, sağlık, hukuk ve ekonomik sistemlerini barındırır, bireyin bu sistemin gelişiminde doğrudan etkisi bulunmaz. Makrosistem ile birey arasındaki etkileşim daha dolaylı gerçekleşir (Bronfenbrenner 1986).
Araştırmacılar makrosistem üzerinde Columbine vakasında etkili olan iki faktörün toplum tarafından oluşturulan erkeklik algısı ve toplumun aldığı silah kontrol önlemleri olduğunu savunur. Okullar, erkekliğin ve cinsiyet şekillendirmenin, özellikle spor ve baskın toplumsal cinsiyet kodu aracılığıyla pekiştirildiği ortamlardır (Hong ve ark., 2011).
Okullar, erkekliğin ve cinsiyet algılarının, özellikle spor ve baskın toplumsal cinsiyet kodları aracılığıyla pekiştirildiği ortamlardır. Spor, saldırgan ve baskın performans kalıplarını erkekliğin en idealize edilmiş biçimi olarak tanımlar ve sporcular okullarda bu nedenle güçlü konumlara sahiptir. Eric ve Dylan, okul arkadaşlarının belirttiği üzere atletik yapıda olmadıkları için okuldaki diğer sporcu öğrenciler tarafından sıklıkla alay edilen öğrencilerdi (Hong ve ark., 2011).
Kimmel ve Mahler’in (2003) belirttiği gibi, ergenlik çağındaki erkek çocukları, kültürel olarak belirlenmiş bir erkeklik vizyonuyla, erkeklerin kendilerini ölçtüğü bir model olarak kabul edilen bir tanımla mücadele etmeye zorlanırlar. Araştırmacılara göre, idealleştirilmiş erkeklik biçiminin ‘hegemonik erkeklik‘ olduğu – kadınlıktan farklı, ona karşı ve üstün olarak tanımlanan birkaç erkeklik kategorisi vardır. Erkek çocuklar, heteroseksüellik, homofobi, fiziksel saldırganlık, kadınların tahakkümü ve birinin amaçlarına ulaşmak ya da birinin çıkarlarını korumak için saldırganlık ve şiddet kullanma istekliliğini pekiştirerek ‘gerçek erkek’ olurlar (Hong ve ark., 2011).
“Takmin edilmiş erkeklik”, hegemonik erkekliğe direnen veya başkalarına tabi olan erkek çocukların daha az erkeksi olarak kabul edildiği başka bir erkeklik türüdür. Swerer ve arkadaşları, eşcinsel olarak adlandırılarak zorbalığa uğrayan erkek çocukların, okul iklimine ilişkin daha olumsuz algıları benimsediklerini, daha yüksek kaygı ve depresyon yaşadıklarını ve başka nedenlerle zorbalığa uğrayan erkeklere göre daha dışsal bir kontrol odağı sergilediklerini bulmuşlardır. Ayrıca, eşcinsel olarak adlandırılarak zorbalığa uğrayan erkek çocuklar, başka nedenlerle zorbalığa uğrayan erkeklere göre daha fazla sözel ve fiziksel zorbalığa maruz kalmaktadır (Swearer ve ark., 2008). Eric ve Dylan da hegemonik erkeklik kalıplarına uymadıkları için daha az erkeksi görülen ve bu nedenle de akranları tarafından aşağı görülen öğrencilerdendi (Hong ve ark., 2011).
Birbirlerini kapsayan bu sistem kümelerinin en dışında ve en kapsayıcı olan sistem Kronosistem dir. Bireyin içinde yaşadığı çevrede, zaman içinde olan değişimlerin bireyin gelişimini hangi ölçüde etkilediğini ifade eden kronosistemdir. Kronosistemin belli yaşam olaylarını kapsadığını söyleyebiliriz, bu olaylardan bazıları normatif (örn. ilkokula başlama, erinlik) iken bazıları normatif olmayan (örn. boşanma, ebeveyn ölümü, taşınma) olaylar olabilir (Bronfenbrenner, 1986).
Columbine Vakasına bu çerçeveden baktığımızda faillerden biri olan Eric’in hayatının babasının mesleği nedeniyle sürekli taşınmayla geçtiğini söyleyebiliriz. Taşınma her ne kadar hayatın bir gerekliliği olabilse de sürekli alışılan çevrenin değişmesi gerektiğinden çocukta uyum sorunlarına neden olabilir. Birçok çalışmada da sürekli yer değiştirmenin çocukların okul performansı, okulu bırakma ve davranışsal/duygusal problemlerle ilişkili olduğu gözlemlenmiştir (Hong ve ark., 2011).
Ateşli silahlar, gücün önemli bir göstergesidir ve bu nedenle idealize edilmiş erkekliğin inşa edilmesinin önemli bir yoludur. Eric ve Dylan, silahla ilgili şiddetten etkilenmişlerdi çünkü şiddetin, aşağılamayı ve boyun eğdirilmiş erkekliği sona erdirmenin bir yolu olduğuna ikna olmuşlardı. Amerikalı ailelerin üçte biri evlerinde ateşli silah bulunduruyor ve birçok genç ülkelerinde bir silah edinmenin nispeten kolay olduğunun farkındalar. Her ne kadar Amerikadaki silah kontrol politikalarının o dönemde caydırıcı olduğuna dair veriler bulunsa da silah kontrol politikaları, Columbine Lisesi’ndeki saldırıyı önlemek veya ölüm oranını azaltmak için yeterince katı değildi (Hong ve ark., 2011).
Bu konunun üzerinde durulmasını Amerika için önemli olduğu kadar ülkemiz için de gerekli olduğunu düşünüyoruz. Her ne kadar ülkemizde bu tür saldırılar Amerika’da olduğu gibi yaygın olmasa da günümüzde 18 yaşının altındaki pekçok çocuk suça sürüklenmekte. Bu konu hakkında net bir araştıma yapılmamış olsa da suça sürüklenen çocuklar ın cinsiyetleri arasında oldukça yüksek bir fark olduğunu görebiliyoruz. Bunun nedeni yazımızda da belirttiğimiz gibi hegemonik erkeklik rolleri, yanlış rol modeller, şiddetin ve erkekliğin ilişkilendirilmesi olabilir. Bu nedenle bu konuların araştırılmasını önemsiyoruz.
Kaynaklar
Bayar, Y. (2010). Okul sosyal iklimi ile geleneksel ve sanal zorbalık arasındaki ilişkiler: Genellenmiş akran algısının aracı rolü. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Bronfenbrenner, U. (1986). Ecology of the family as a context for human development: research perspectives. Development Psychology, 22,723- 742.
Güleç G. (2016). Psikiyatrik Bozukluklar ve İntihar. Turkiye Klinikleri Psychiatry-Special Topics;9(3):21-5
Hong, J. S., Cho, H., Allen-Meares, P., ve Espelage, D. L. (2011). The social ecology of the Columbine High School shootings. Children and Youth Services Review, 33, 861–868. doi: 10.1016/j.childyouth.2010.12.005
Juan, S. C., ve Hemenway, D. (2017). From depression to youth school gun carrying in America: Social connectedness may help break the link. Cogent Social Sciences, 3(1), 1314877.
Sabuncuoğlu, O., Ekinci, Ö., Bahadır, T., Akyuva, Y., Altınöz, E. & Berkem, M. (2006). Ergen öğrenciler arasında akran örselemesi ve depresyon belirtileriyle ilişkisi. Klinik Psikiyatri, 9, 27-35
Swearer, S. M., Turner, R. K., Givens, J. E., & Pollack, W. S. (2008). “You’re so gay!”: Do different forms of bullying matter for adolescent males? School Psychology Review, 37, 160−173.
Thompson, M. Ve Kindlon, D. (2019). Kabili Yetiştirmek: Oğlanların Duygusal Yaşamını Korumak. Görünmez Adam Yayınları.
Öne Çıkan Görsel: buzzfeed.com
Görsel 1: CNN Türk ve Facebook.com
Görsel 2: twitter.com
Editör: Gülbin Daldal
çok bilgilendirici bir inceleme, eline sağlık.