Ergenlikte Beden İmgesi ve Yeme Bozuklukları
Ergenlik bedende bir dizi değişikliğin gerçekleştiği, duygusal dalgalanmaların yaşandığı çocuklukla yetişkinlik arasındaki bir geçiş dönemidir. Nispeten daha sakin olan çocukluk döneminden farklı olarak birey bu dönemde kimlik arayışına girer, yaşıtlarıyla ve karşı cinsle daha yakın ilişkiler kurar, cinsel ve sosyal olarak olgunlaşır, soyut düşünmeye başlar. Ergenlik hem kendi süreci içerisinde hem de kişiden kişiye farklı değişiklikleri barındırır. Ergenliğin erken dönemlerinde erinlikle beraber hormonlarda ve bedende hızlı bir değişim gözlenir. Kızların göğüsleri büyür, kilo artışı yaşanır, kalçaları genişler, genital ve daha sonra koltuk altı kılları görünür. Erkeklerde ise penis ve testis büyür, ses kalınlaşır, genital ve koltuk altı kılları ve en sonunda yüz kılları görülür. Ergenliğin ortalarında birey değişikliklere ayak uydurmaya ve kendi değerlerini keşfederek bu dünyada kendi yerini edinmeye çalışır. Son olarak geç dönemlerinde ise vücuttaki değişikler azalır, psikososyal olgunlaşma gerçekleşir, cinsel dürtüler kontrol altına alınır ve birey yetişkin olmaya hazırdır. Ergenliğin kızlarda ve erkeklerde farklı yaşlarda başladığı gibi aynı yaşta aynı cinsiyette iki birey ergenliğin farklı dönemlerinde de olabilir.
Ergen bireyler özellikle erinlikte yaşanan değişikliklerle beraber vücudu hakkında düşünmeye başlarlar. Bedende gerçekleşen her değişikliğe duyarlı hale gelirler ve bu değişikler zihinlerini meşgul eder. Fiziksel değişiklikler ergen bireyin psikolojisine de yansır. Bu kadar hızlı bir değişim bireyin psikolojik olarak uyum sağlamasını zorlaştırır. Özellikle bu dönemde olumlu ya da olumsuz beden imgeleri geliştirirler. Beden imgesini kısaca insanların kendi bedenleri ile ilgili değerlendirmeleri olarak tanımlayabiliriz. Dış görünüş bu dönemde önem kazanır ve birey vücuduyla sürekli bir uğraş halindedir. Vücuduyla barışık olup onu kabul etmek yerine kimi zaman hoşnutsuzluk içerisindedir. Kendini beğenmeme, kusur arama, başkalarının düşüncesine çok önem verme gibi durumlar ergenlikte sık rastlanır. Ergenlikte özellikle akranların ve karşı cinsin yaptığı olumlu/olumsuz eleştiriler çok önemlidir. Kişinin kendi düşünce yapısı gibi psikolojik; çevresindeki insanlar, medya, toplumun genel eğilimi gibi sosyokültürel faktörler beden imgesinin şekillenmesinde büyük rol oynar. Bunun yanında yaş, cinsiyet, vücut kitle indeksi gibi biyolojik faktörler de psikolojik ve sosyokültürel faktörlerle birleşerek kişinin beden imgesinin gelişimine etki eder. Kızlarda beden imgesi erkeklere göre daha olumsuzdur. Bunun nedeni erinlik ilerledikçe kızların vücudunda yağ oranı artarken erkeklerin vücudunda kas oranın artması olabilir.
Günümüzde özellikle medya tarafından kadınların fiziksel görünümüne sosyokültürel bir baskı vardır. Kadının toplumda başarılı ve etkili olabilmesi için fiziksel görünümüne önem vermesi gerektiği empoze edilir. Kadınlara TV, dergi ve sosyal medya gibi araçlar aracılığıyla ideal beden mesajları veriliyor. Bu ideal beden zayıflığın ön planda olduğu ince bel, ince bacaklarla kadının daha çekici olduğu ve toplum tarafında kabul gördüğü algısı yaratıyor. Bu zayıf beden algısı zamanla daha da ilerlemiş ve medya tarafından kadınlara diyet listeleri, vücudun şeklini korumaya yönelik spor programları, zayıflamak veya zayıf kalmak için birtakım diyet ürünleri sunulmuştur. Gösterilen bu ideal beden özellikle ergenlik dönemindeki kızların olumsuz bir beden imgesi geliştirmesine neden oluyor. Artan yağ oranlarıyla pek de mutlu olmayan, sürekli bedeniyle uğraş halinde, toplum tarafından sevilmeyeceğini ve akranları tarafından dışlanacağını düşünen, aynadaki görüntüsünden hoşnutsuz bir sürü ergen kız yetişiyor. Bu durumun sonucu olarak kızlar katı diyetlerle, sağlıksız beslenerek, uzun süre kendini aç bırakarak ya da aşırı spor yaparak zayıflamaya çalışıyorlar. Tüm bunlar bireyde strese, depresyona, sinirli bir ruh halinde olmaya, zevk alamamaya, düşük öz güven ve benlik saygısına neden oluyor. Olumsuz beden imgesi olumsuz bir duygu durumuna yol açarken katı diyetler ve sağlıksız beslenme yeme bozukluklarına dönüşebiliyor.
Kızlarda erkeklerden daha fazla görülen ve özellikle erinlikte meydana gelen fiziksel değişimler sonucu çarpık bir beden imgesine sahip bireylerde görülen iki önemli yeme bozukluğu vardır; anoreksiya nervoza ve bulimia nervoza.
Anoreksiya nervoza kişinin kendini aç bırakarak aşırı kilo kaybetmesi, kilo almaya veya kilolu olmaya yoğun korku duyma, çarpık beden imgesiyle karakterize bir yeme bozukluğudur. Öz değerlerini zayıflıklarıyla orantılı görürler. Bu bireyler bedeniyle ilgili yüksek standartlara sahiptirler ve bu standartlara ulaşmak için hayatlarında önemli değişiklikler yaparlar. Kilo almamak için yediklerinde ciddi kısıtlamalar yapmaları sonucu ağırlığının büyük bir çoğunluğunu kaybederler. Kendilerini hiçbir zaman yeteri kadar zayıf bulmazlar ve kilo kaybetmek için çok az beslenmesinin yanında spor yaparlar. Fakat tüm bu kısıtlamalar organların işlevlerini düzgün bir şekilde yerine getirmesine engel olur ve bu nedenle ölüme yol açabilir. Kişinin anoreksiya nervoza geliştirmesinde zayıflığın ideal benlik olarak gösterilmesi, toplumun zayıf olanın başarılı olacağını ve kabul göreceğini baskılaması önemli olmakla beraber bunun yanında kişinin ebeveynlerinden veya kardeşlerinden birinde bu bozukluğun görülmesi, kişinin mükemmeliyetçi olması ve kilo almasıyla kaygı düzeyleri artması da anoreksiya nevrozaya yol açan önemli faktörlerdir.
Bulimia nervoza ise anoreksiyadan farklı olarak kişi yedikleri üzerinde tamamen bir kontrole sahip değildir. Yediklerini azaltmaktan daha çok yeme atakları geçirerek sonrasında bundan pişman olma ve kendinin kusturma ile ilerleyen bir bozukluktur. Yeme atakları çok yüksek kalorili yiyeceklerin çok kısa bir zamanda tüketilmesi, kişinin yemek yerken kendini durduramaması gibi bir süreçle ilerler. Sonrasında birey kilo almamak ve yediklerinden kurtulmak için farklı yollara başvurur. Bu çoğu zaman kusmadır fakat bunun yanında aralıklı oruçlar, aşırı egzersiz yapma, müshil ilaçları kullanma gibi yollara da başvurulabilir. Anoreksiyadan bir diğer farkı da bulimiaya sahip bireyler normal kilodadırlar. Fakat Anoreksiya gibi bulimia da ölüme yol açabilir. Kusma sindirim ve diş problemlerine neden olur. Bulimia bunun yanında depresyona, kişilik bozukluklarına, bipolar bozukluğa, intihara düşüncesine, sosyal ilişkilerde bozulmaya da yol açar.
Kaynaklar
Acıbadem.(18.07.2022). Bulimia Nervoza Ne Tür Komplikasyonlara Neden Olur?. https://www.acibadem.com.tr/ilgi-alani/bulimia-nervoza/#nedenleri
Acıbadem.(18.07.2022).Anoreksiya Nervoza Nedir?. https://www.acibadem.com.tr/ilgi-alani/anoreksiya-nervoza/
Aslan, S. H. (2001). Beden imgesi ve yeme davranışı bozuklukları ile medya ilişkisi. Düşünen Adam, 14(1):41-47
Santrock, J. W. (2015). Yaşam Boyu Gelişim (13.Baskı). Nobel Yayınları.
Öne Çıkan Görsel: Onartandaesthetics.com
Görsel 1: Pinterest.com
Görsel 2: Pinterest.com
[…] https://altiustupsikoloji.com/bilimselicerik-2308/ […]