Temel Beklenti Etkisi (Pygmalion Etkisi): Kendini Gerçekleştiren Kehanet
Pygmalion Efsanesi
Pygmalion, hem bir heykeltıraş hem de mitolojik bir kişiliktir. Pygmalion mermerden heykeller yapar, sarayının her yanını donatırdı. Etrafındaki kadınları bir türlü beğenmezdi. Bir gün yine bembeyaz bir mermerden (bazı kaynaklara göre fildişinden) bir heykel yapmaya başladı. Pygmalion günün sonunda karşısında muhteşem bir kadın heykeli buldu. Ona akşam güneşinin son ışıkları vurduğunda, Pygmalion heykele aşık oldu. Her geçen gün bu mermer heykele olan aşkı büyüdü ve bu durum onun tarifsiz acılar yaşamasına neden oldu. Aşk tanrıçası Afrodit, Pygmalion’un çaresizliğini gördü ve ona yardım etmek istedi. Bir gün Pygmalion, elini tuttuğu heykelin mermer gibi sert ve soğuk olmadığını fark etti. Daha dikkatli baktığı zaman ise heykelin yüzüne renk, bedenine can geldiğini ve sevgi dolu gözlerle ona baktığını gördü. Dünyalar onun oldu. Bu güzeller güzeli kadına “süt gibi beyaz” anlamına gelen “Galatea” adını verdi. Aşık olduğu kadın artık ete kemiğe bürünmüş bir insandı. Belki de Pygmalion, bu heykelin nefes alan bir varlık olmasını bütünüyle düşünmüş ve buna inanmıştı.
Pygmalion, insanların gerçekleşmesini arzu ettikleri veya gerçek olarak algıladıkları bir şeyin er veya geç oluşum sürecine gireceğini ifade eden bir mitostur.
Pygmalion Etkisi Nedir?
Literatürde Pygmalion Etkisini ilk olarak Robert Merton (1948) ele almıştır. Merton, o yıllarda siyahilerin sendikacılar tarafından ‘grev kırıcı’ diye sendikalara alınmamalarını ve zamanla siyahilerin bu imajı benimsemeleri durumundan yola çıkarak, bu etkiye ”Kendini Gerçekleştiren Kehanet” adını vermiştir (Merton,1948:196). Ona göre belli bir duruma ilişkin tanımlamalar (kehanetler ya da beklentiler), bir süre sonra bu durumun ayrılmaz bir parçası haline gelirler ve bu da daha sonraki gelişmeleri etkiler. Kendini gerçekleştiren kehanet, başlangıçta durumun yeni bir davranışa yol açan yanlış bir tanımlamasından ibaretken, sonunda, temelde yanlış olan bir durumu gerçeğe dönüştürür.
Pygmalion Etkisi ile Davranışlar Arasındaki İlişki (Kashen, 2011)
Kendini gerçekleştiren kehanet oldukça yaygın biçimde işleyen bir süreçtir ve kalıpyargıların kalıcı hale gelmesi ve yaygınlaşmasında oldukça etkilidir. Belli bir grubun üyelerinin nasıl olmaları ve nasıl davranmaları gerektiğine ilişkin beklentiler geliştirdiğimizde bu süreç devreye girer. Yeni tanıştığımız bir grup insana samimi davranma olasılığımız, onların mesafeli ve içten pazarlıklı olduklarına inandığımızda, sıcak ve dost canlısı olduklarını düşündüğümüzde olduğundan çok daha azdır. Büyük olasılıkla, samimi bulmadığımız bir grubun üyelerine beklentilerimiz doğrultusunda mesafeli davranırız. Sonuç olarak onlar da bizim soğukluğumuza gücenir ve bize bu doğrultuda karşılık verirler. Böylece onlara ilişkin beklentimiz, aslında temelde bizim kendi davranışımızla biçimlenmiş olsa da, kendini doğrulamış olur.
Kendini gerçekleştiren kehanet birçok kalıp yargının gerçeğe dönüşmesinde ve ayrımcılığın hayata geçmesinde etkili bir süreçtir. Cinsiyet, ırk ve etnik kökene dayalı ayrımcılığın sürmesinde, fiziksel çekiciliğin kişiler arası algıdaki yerinin belirlenmesinde, eğitimde fırsat eşitsizliklerinin yaşanmasında ve daha birçok toplumsal olayda kendini göstermektedir.
Kişi başaramayacağını düşündüğü şey için çok fazla çaba göstermez ve sonucunda da başarı elde edemez. Buna matematikte başarılı olamayacağını düşünen ve başarılı olmak için fazla emek göstermeyen nihayetinde de başarılı olamayan milyonlarca öğrenciyi örnek gösterebiliriz. Bunun tam tersi durumlar da geçerlidir. Kişi başaracağı yönünde bir beklenti içine girerse bu beklentisini yerine getirmek için daha fazla çaba gösterir ve sonucunda da başarılı olur.
Kişinin başarısını etrafındaki insanların beklentileri de oldukça etkilemektedir. Buna yapılan bir deneyden örnek verelim. Araştırmacılar, bir ilkokulda öğrencilere yaygın olarak kullanılan bir zekâ testi uygulamışlar (akt. Rosenthal 1993). Öğretmenlere, rastlantısal olarak seçilen ve aslında sınıf arkadaşlarından herhangi bir farkı olmayan bir grup öğrencinin test sonuçlarına göre 8 ay içinde çok büyük bir ‘zihinsel gelişim’ gösterecekleri belirtilmiştir. Dönem sonunda aynı test aynı öğrencilere tekrar uygulanmış ve zihinsel gelişim göstereceği söylenen çocukların, gerçekten dikkate değer bir zihinsel gelişme gösterdikleri ortaya konmuştur. Rosenthal ve Jacobson’a (1968) göre, bu fark tümüyle öğretmenlerin kafasında oluşturulmuş olan beklentilerden kaynaklanmaktadır. Öğretmenler daha iyi gelişim göstereceği söylenmiş olan öğrencilere, geliştirmiş oldukları olumlu beklentiler doğrultusunda daha sabırlı ve yüreklendirici davranmış, beklentilerini onlara ses tonu, yüz ifadesi ve benzeri yollarla iletmişlerdir. Bu durum da öğrencilerin kendilerine ilişkin algılarını olumlu yönde etkileyerek onları daha fazla çalışmaya güdülemiştir.
Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle.
Kaynaklar
BALCI, O., & AĞ, C. (2018). OKULDA PYGMALION ETKİSİ OKULDA PYGMALION ETKİSİ. Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırmaları Dergisi (JSHSR) , 5 (29), 3644-3652.
CEMALOĞLU, N. Kendini Gerçekleştiren Kehanet.
Madran, H. A. D., & Andaç, H. (2012). Temel beklenti etkisi: Kendini gerçekleştiren kehanet. İçinde: K. Çayır & MA Ceyhan (Ed.), Ayrımcılık: Çok Boyutlu Yaklaşımlar, 29-40.
Öne Çıkan Görsel: Onedio
Görsel 1: bilimkurgukulubu.com
Görsel 2: evimdeterapi.com