Çocuk ve Oyun
Çocukluk döneminde akran ilişkilerinin büyük çoğunluğu oyun aracılığıyla kurulur. Oyun, çocukların başka bir amaç olmadan sadece oynamak için ilgilendikleri zevkli bir faaliyettir ve işlevleri ve formları değişebilir. Küçük çocukların bilişsel ve sosyo-duygusal gelişimine önemli katkılarda bulunur. Freud ve Erikson’a göre oyun, çocuklara endişeler ve çatışmalarda ustalaşması için yardımcı olur. Geri bildirimler oyunda serbest bırakıldığı için çocuklar yaşamın sorunlarıyla başa çıkabilirler. Aynı zamanda oyun içi geri bildirimler sayesinde çocuğun günlük yaşamına dair izlere rastlayabiliriz. Günlük hayatta dile getiremedikleri sözleri, gerçekleştiremedikleri davranışları oyun esnasında sergileyebilirler.
Piaget, oyunun çocuğun bilişsel gelişimini ilerlettiğini öne sürmüştür. Aynı zamanda çocukların bilişsel gelişiminin, oyunu nasıl oynadıklarını sınırlandırdığını söylemiştir. Oyun çocuklara yeterliliklerini ve kazanılan yeterliliklerini ve becerilerini rahat, zevkli bir şekilde uygulama izni vermektedir. Piaget, bilişsel yapıların uygulanması gerektiğini ve oyunun bu uygulama için mükemmel ortamı sağladığını düşünmüştür. Vygotsky de oyunu bilişsel gelişim için harika bir ortam olarak görmüştür. Özellikle de oyunun sembolik ve taklit yönleriyle ilgilenmiştir; örneğin, bir çocuğun bir sopayı at olarak hayal edip, sopaya at imiş gibi bindiği zamanda olduğu gibi. Küçük çocuklar için, hayali durum gerçektir. Ebeveynler, bu tür hayali oyunları teşvik etmelidir çünkü bu çocuğun bilişsel gelişimini, özellikle de yaratıcı düşüncesini ilerletir. Daniel Berlyne, keşif dürtümüzü tatmin ettiğinden, oyunu başlı başına heyecanlı ve zevkli olarak tanımlamıştır. Bu dürtü merakı ve yeni veya sıra dışı olan bir şey hakkında bilgi sahibi olma isteğimizi içerir. Oyun; çocuklara yenilik, karmaşıklık, belirsizlik, sürpriz ve tutarsızlık olasılıkları sunarak keşif dürtüsünü teşvik etmektedir. Daha yakın zamanlarda oyun, dil ve iletişim becerilerinin gelişmesi için önemli bir bağlam olarak tanımlanmıştır. Dil ve ilet işim becerileri, küçük çocuklar çeşitli kelimeleri ve sözcük öbekleri ile pratik yaparken, oyun içinde roller ve kuralların tartışılması ve müzakeresi yoluyla zenginleştirilebilir. Oyun sırasında bu tip sosyal etkileşimler, küçük çocukların okuryazarlık becerilerine yararlı olabilir. Oyun, erken çocukluk eğitminin hayati bir ögesi olarak düşünülür.
Kaynaklar:
Santrock, J. W. (2015). Yaşam Boyu Gelişim (13.Baskı). Nobel Yayınları.