Hayat Kısıtlayıcı Olarak: Fobiler
Fobi, bir kişinin belirli nesneler veya durumlar karşısında duyduğu, kapıldığı baskılı, kaygılı, olağan olmayan ve hastalık derecesine yakın güçlü korku durumlarıdır. Fobiler genel anlamda hissettiğimiz korkuların bir çeşididir. Bu korkular da bize, çeşitli kaygı ve anksiyete problemleri olarak geri dönüş yapmaktadır. Bu durum da haliyle bizim hayatımıza olumsuz bir şekilde etki etmektedir. Ek olarak, herhangi bir fobisi bulunan bir kişiye ‘Fobik’ denir. Bu fobikler, korku durumlarında uyarıldığı için kendisini tehlikeli bir durumda algıladığı veya yaşamını tehdit ettiği bir durumla karşılaştığını düşündüğünden dolayı kendini güvende hissetmez. Yaşadığı bu güvensizlik hissi, kontrolden çıktığı andan itibaren tedavi edilebilir bir hastalık haline gelir. Çünkü kişi, artık kendi mekanizmasını kontrol edemez hale gelir ve yaşadığı bu korku, anksiyete krizlerine dönüşebilir. Maalesef ki, bilhassa ülkemizde, fobiler bir hastalık biçimi olarak değil de, fobileri olan bir kişinin özelliği veya mizacı olarak tanımlandığı için tedavi olma isteği açısından sağlık kuruluşlarına başvuran kişi sayısı oldukça azdır. Yapılan araştırmalar, fobilerin kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülür olduğunu göstermiştir (Bal Ufuk et al., 2013). Şimdi yaygın olarak görülen bu fobilerin nasıl tedavi edileceğine ve kişinin normal hayatına nasıl geri dönüş yapacağına yakından bakalım.
- Fobilerin Tedavisi
Daha önce de dediğimiz gibi, fobi durumu hastalık olarak algılanmadığı için tedavi isteği çok nadir görülse de tedavi yöntemleri vardır. Fobilerin tedavileri hem ilaç ile hem de psikoterapi ile yapılmaktadır. Genellikle ilaç tedavisi tek başına yeterli gelmediği için terapi yöntemleriyle beraber yürütülmektedir. Bu ikili korelasyona da ‘Eklektik’ tedavi yöntemi denilmektedir. Fobi tedavisinde sıklıkla kullanılan psikoterapi yöntemlerinden bir tanesi, kişinin korkularıyla yüzleşmesini sağlamaktır. Bu yönteme ‘Maruz Bırakma’ denmektedir. Fobiklerin nesneye veya duruma bağlı olarak geliştirdiği korkuyu tetikleyen durumlara maruz bırakılmasıdır. Bu sayede korkusu ile yüzleştirilip, çözümleme yapılması kolaylaştırılır. İkinci olarak, ‘Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR)’ kullanılır. Bu yöntem, fizyolojik temelli olup, izole edilmiş anıların işlenmesini ve beynin zamanında yapamadığı işlemi yapmasını sağlar. Bu sayede fobiye neden olan travmalar ortaya çıkarılıp, çözümlenmesi yapılır. Üçüncü ve son olarak kullanılan tedavi yöntemlerinden olan ‘Bilişsel Davranışçı Tedavi (CBT)’, fobiye duyulan korku, davranış ve düşünce biçimi arasındaki durumlar hakkında çıkarım yapar ve bu sorunların düzeltilmesi amaçlanır. Sonrasında, hastanın başa çıkabilmesi için kişisel stratejiler üretilerek bazı beceriler kazandırılır. Bu beceriler sayesinde ise fobilerden kaynaklanan korkular en aza indirgenmiş olur ve tedavisi tamamlanır.
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere, sağlıcakla kalın…
Kaynakça:
- Türkiye Psikiyatri Derneği. Bilişsel Davranışçı Psikoterapi. Alındığı Tarih: 2 Ağustos 2020.
- Psikolog Ankara. Maruz Bırakma Tedavisi Ne İçin Kullanılır?. (4 Ağustos 2016).
- EMDR Derneği. Emdr Nedir?. (3 Ocak 2017).
- Bal Ufuk et al. (2013). Gender Differences in Symptoms of Anxiety Disorders. 22(4):441-459
Öne Çıkan Görsel: Quizzclub
Görsel 1: Doktor Takvimi
Görsel 2: Linkedin