Babaya Mektup
Merhaba baba,
Bugün babalar günü, biliyorsun ben çok sevmem bir güne sıkıştırılan sevgileri ama benden bu gün hakkında bir yazı çıkarmam istendi. Çok araştırma yaptım. İnternet sitelerinde güzel mesajlar, güzel sözler vardı. Reklamlar, duygusal fon müzikleriyle yaptıkları indirimleri güzelliyorlardı. İnsanlar hediye bulma telaşındaydı. Ben de tüm bu gördüklerimden sonra ana akım medyaya kapılıp şöyle kısaca bu günün tarihinden bahsedip biraz da güzellemeler yapıp geçmeye karar vermiştim. Sonrasında yazdım sildim, yazdım sildim bir türlü toparlayamadım küçücük paragrafı. Sonra yalnızca bir paragrafın bazı şeyler için fazlasıyla küçük olduğunu anladım.
“Baba” sözcüğünün anlamı Türk Dil Kurumuna göre çocuğun dünyaya gelmesinde etken olan erkek şeklinde tanımlanmış. İlk baktığımda bana çok yeterli gelmişti. Çocuğu olan erkeklere baba denir evet fakat derinlemesine araştırma yapınca çok fazla detay ile karşılaştım.
Ben lisedeyken babasını kalp krizi nedeniyle ani bir şekilde kaybetmiş bir arkadaşım vardı. Babasını kaybettiği günü bize anlatırken gerçekliğini idrak edemediğinden bahsetmişti. Yazı yazmam gerektiği söylendiğinde aklıma ilk o arkadaşım geldi. Sonra bir araştırma yaptım TÜİK verileri, ülkemizde 272 bin 361 çocuğun babasız olduğunu gösteriyordu. Elbette bunlar yalnızca resmi rakamlar. Resmi olmayanları ve mültecileri de hesaba katarsak binlerce hatta belki milyonlarca çocuk için babalar gününün, babalarının eksikliklerinin daha da belirginleştiği bir gün olabileceği aklıma geliyor.
YouTube’da çok önceden izlediğim bir video vardı. Toplumsal cinsiyet eşitliği hakkında araştırma yaptığım bir gün bir başlık ilgimi çekmişti. Şöyle yazıyordu video başlığında: Ben Annemin Kumasıydım. Burada seninle konuşmaya çekineceğim şeyleri, babası tarafından çok acı bir şekilde öğrenen Meliha Yıldız’ın hikayesiydi bu. O kadın hayatı boyunca en güvenmesi gereken kişiler olan anne ve babası tarafından yıllarca istismara uğramıştı. Sonunda evinden kurtulmayı başarmıştı. Ancak beraberinde geçmişten getirdiği izleri de taşımıştı yeni hayatına. Benim için, ensest mağduru o kadının en çarpıcı cümlesi de şu oldu: Bazı babalar böyledir. Şimdi düşünüyorum da; hayatının 40 yılını geride bırakmış olan Meliha, babalar gününde babasız olanların burukluğuna bile özlem duyuyor mudur acaba?
Franz Kafka, Babaya Mektup Kitabında babasına duyduğu öfke ve hayranlık duygularının arasında kalışını anlatmış. Bu tarz bir anlatımın bir benzerini de Godfather filminde görmüştüm. Bu filmin hikayesinin arka planında mafya babası Vito Corleone ve üç oğlu arasındaki iletişim konu alınmış. Kafka’nın romanından sonra bu filmi izleyince Vito ile küçük oğlu Michael arasında geçen iletişim dikkatimi çekmişti. Micheal da aynı şekilde mafya olan babasını tıpkı Kafka’nın babasını eleştirdiği gibi eleştirmekteydi. Hatta ona karşı çıkarak polis olmaya karar vermişt. Ancak aynı zamanda babası gibi sevdikleri için birçok şeyi feda edebilecek kadar gözü karaydı da aslında. Yani Michael’in yaşadığı Kafka’nın babasına olan hayranlığı ile öfkesinin bir benzeriydi.
Ben sana ilk defa 16 yaşımda mektup yazmıştım sanırım. İnsan 16 yaşındayken en doğrusunu kendisinin bildiğini zannediyor. Yazdığım mektuplarda neyden bahsettiğimi tam hatırlamıyorum. Ancak geçmişteki düşüncelerimi hatırlıyorum da yazdığım cümlelerin içine isyankar birkaç sitem de sıkıştırmışımdır mutlaka. Tıpkı Kafka ve Michael Carlone gibi benim de bir miktar isyankarlığım varmış yani. Şimdi 22 yılını geride bıraktım hayatımın. Geçen son iki yılda ise 45 yıllık hayatın hatasız yaşanmayacağını öğrenmeye başladım senden. Bu nedenle bütün bu cümlelerimin arasına kocaman bir teşekkür de koymak istiyorum baba. Öğrettiklerin ve öğretemediklerin için…
Mektubuma başlarken TDK’deki “baba” tanımını genişletebilmekti amacım. Şimdi bakıyorum da milyarlarca insanın yaşadığı dünyada “baba” kelimesinin milyarlarca tanımı varken değil benim, TDK’nin bile mükemmel tanımı yapması imkansızmış. Bu nedenle tıpkı hayatımızda büyük öneme sahip olan insanların sevgisini 24 saatlere sıkıştırmaktan hoşlanmadığım gibi seni tanımlamayı da birkaç kelimeyle sınırlı tutmaktan vazgeçiyorum. İyi ki varsın baba. Yaşadığın her gün gibi ismi babalar günü olan bu günün de hayatının en güzel günlerinden biri olması dileğiyle…
Benzer konulu içeriklerimizden Hamile Babalar ve Ebeveynin Duygusal Erişilebilirliği başlıklı yazıları da okuyabilirsiniz!
Kaynaklar
Gökhan Ç. (2023, Mart).” Ben annemin kumasıydım”- ensest gerçeği Meliha Yıldız
Bana Göre TV. https://www.youtube.com/watch?v=Fd8FiPXixZU
Kafka F. (2017). Babaya Mektup (1. Baskı). (G. Peren, Çev.). Epsilon Yayınevi. (1952)
Özcan B. (2022, Şubat). Baba neden bu kadar “baba” bir film?
https://www.youtube.com/watch?v=D4GHc3g6dFw&ab_channel=Bar%C4%B1%C5%9F%C3%96zcan
Barış Özcan You Tube kanalı. https://www.youtube.com/watch?v=D4GHc3g6dFw
Öne Çıkan Görsel: www.pinterest.com
Editör: Rana Çevik
Az önce okudum yazıyı ben de. Godfather’a hiç bu şekilde bakmamışım onu fark ettim. Yazı bende garip bir suçluluk ve zamanında ona ne kadar kızsam da şimdi bakınca istemsiz bir şekilde babama hak vermenin getirdiği tuhaf bir gülümseme oluşturdu. Michael Corleone’nin babasının yaptığı iş yerine asker olması, hatta bir halk kahramanı olması, daha sonrasında ise babasının yerine geçecek olan Corleone olması da galiba bazılarımızın yaşadığı “Ben babam gibi olmayacağım” denilen ancak sonunda babamıza benzediğimizi fark ettiğimizde onlara hak verdiğimiz bir farkındalığın en popüler örneği gibi. Ellerine sağlık Hüma🤩