Yakın İlişkilere Medya Üzerinden Bakış

Bu Aşk Değil de Ne (!)

Aşk dünya üzerindeki en subjektif konseptlerden biri. Jenerasyonlar arasında veya jenerasyon içinde aşkı algılamadaki farklılıkları incelediğimizde derin bir fark ortaya çıkıyor. Bu farkı incelemenin en kolay yollarından biri ise ilişki realite şovları. Günümüzde popüler olan Kısmetse Olur: Aşkın Gücü, Too Hot to Handle, Love is Blind gibi programlar farklı türdeki ilişki şekillerini desteklerken aşk konseptini de çeşitli açılardan inceleme şansını izleyicilerine sağlıyor.

 

Medyanın, dolayısıyla realite şovların, aşırı tüketimi desteklediğini inkar edemeyiz (Lundy ve ark., 2008). Bu durum aşkın da aşırı tüketimine yol açıyor. Böylece medyanın şekillendirdiği günümüzde yaratılan yeni ilişki algısının içinde sıkışıp kalıyoruz. Birbirimize “doğru” ilişki yargılarını dayatmaya çalışırken hissetmeyi unutuyoruz. Aslında realite şovlar üzerinden yansıtılan çoğu ilişki fazlasıyla hızlı ve yüzeysel. Bunun yanında elbette fazla izlenme için olayların ve karakterlerin abartıldığını unutmamak gerek.

İtinayla Ruh Eşi Bulunur

Günümüzde farklı yayın hizmetlerinde yayınlanan ilişki programları insanlar tarafından ilgiyle takip ediliyor. Bu noktada ilişkilerin suyunu çıkaran bir realite şov önerisinde bulunmak isterim. Are You The One? (O Kişi Sen Misin?) 9 sezonu yayınlanmış bir Amerikan realite şovu. Yarışma başlamadan önce katılımcıların kişilikleri analiz ediliyor ve diğer yarışmacılardan biriyle eşleştiriliyor. Yarışmanın amacı ise herkesle tanışıp o kişiyi bulmak. Her bölümde yarışmacılar eşleştirildiklerini düşündükleri kişiyi açıklıyor. Eğer hiçbir tahmin tutmazsa, 1 milyon dolar olan son ödülden 250 bin dolar eksiliyor. Yarışmanın sonunda kalan parayı bütün yarışmacılar bölüşüyor. Bu noktada incelenmesi gereken birtakım sorunlar bulunuyor.

  • Sorunlardan ilki sadece kişilik analiziyle iki kişinin birbirinin mükemmel ruh eşi olduğundan emin olmak. Ruh eşi kavramının imkanlılığını göz önünde bulundurduğumuzda, o kişinin o yarışmaya katılanlardan biri olması ihtimali de aynı oranda imkansız görünüyor. Başka bir sorun ise iki kişi arasındaki çekimin göz ardı edilmesi. Kişilik olarak uyumlu olan iki kişi birbirini gördüğünde etkilenmeyebilir, taraflardan biri diğerinin “tipi” olmayabilir. Bunlarla birlikte yarışmacı fiziksel olarak etkilendiği kişi dışında biriyle tanışmak istemeyebilir.
  • Bir diğer sorun ise yarışma içindeki gruplaşma. 20 kişilik bir grupta herkesin iyi anlaşacağını öngörmek insan ilişkilerini hafife almak olur. Yarışmanın amacı herkesle tanışıp mükemmel uyumu yakaladığın kişiyi bulmakken gruplaşma durumunda bazı insanlara ulaşmak yargılardan dolayı daha zor olabilir. Realite şovlarını eğlenceli ve sürükleyici kılan gerginlik ve drama olduğundan bu durum belki de potansiyel bir ilişkiye ket vurabilir.

Yakın İlişkilere Medya Üzerinden Bakış

 

Neden Bu Kadar Popülerler?

Bu programların ilgi görme sebeplerinden biri insanların bu programlara karşı bağlılık göstermesi (Hall, 2006). Üniversite öğrencileriyle yapılan bir araştırmada bu programları düzenli izleyen insanların programlardaki kişilerle özdeşleşme seviyesinin daha yüksek olduğu gözlemlenmiş (Fogel ve Kovalenko, 2013). Bir kere gördüğü kişiye aşık olma, kişiliğini bilmeden dış görünüşe vurulma fazlasıyla sıradan hale geldiğinden ilişki üzerine yapılan realite şovlarda gerçeklik kurgu üzerinden insanların bilinçaltlarını tatmin ediyor.

Çoğumuzun evlilik programlarındaki ortamı bulması imkansıza yakın. Bir grup insanla tanışıp romantik ilişki başlatabileceğimiz veya evlilik planları kurabileceğimiz kocaman evlerde yaşamıyoruz. Bu sebeple içinde bulunamadığımız durumlara çeşitli yöntemlerle maruz kalmak veya dahil olmak bizi memnun edebiliyor (Nabi ve ark., 2003). Bununla birlikte realite şovlardaki oyuncular kendilerini kötü gösterecek durumlara düştüklerinde kendimizi iyi hissettiğimiz zamanlar da olabilir. Üniversite öğrencileriyle yapılan bir araştırmanın sonucunda sık sık realite şov izleyen insanların realite şovlara katılma isteğinin ise düşük olduğu görülmüş (Hershman-Shitrit ve Cohen, 2018).

Başka ilişkileri gözlemlemek ve onlardan ders almak ilişki realite şovlarının bize sunduğu imkanlardan bir başkası. Programlarda gördüğümüz çiftlerin başından geçen olayların benzeri bizim de başımızdan geçmişse, dışarıdan bir göz olarak incelemek ve olay bizim başımızdan geçtiğinde göremediğimiz şeyleri görmek açısından yardımcı olabilir. Bu durumda izleyiciler ve yarışmaya katılanlar arasında duygusal destek oluşabilir, buna da trauma bonding -travma üzerinden bağ kurma- deniyor.

İlişki Programlarının Sorunlu Yönleri

Yakın İlişkilere Medya Üzerinden Bakış

İncelenmesi gereken başka bir nokta ise toplumsal cinsiyet dengelerinin nasıl yansıtıldığı. Toplumumuzda sıkça şahit olduğumuz toplumsal cinsiyet eşitsizliğininin yansımasını medyada da görmek fazlasıyla mümkün. Sanki bireylerin hayattaki tek gayesi romantik bir ilişkinin içinde olmakmış gibi gösterilen realite şovları, cinsiyetler hakkında basmakalıp fikirleri de bir hayli teşvik ediyor. Erkekler daha maço, sahiplenici ve baskın; kadınlar daha çıtkırıldım, itaatkâr ve “sahiplenmeyi bekleyen” insanlar olarak gösteriliyor.

Are You The One? yarışmasının Çin’de yayınlanan versiyonu Fei Cheng Wu Rao (Eğer O Kişiysen) bekar kadınların damgalanması ve ideal erkeği aramanın güzelliği üzerine bir kampanya yürütüyor (Luo ve Sun, 2015). İnsanları yarışma içinde romantik bir ilişkinin içinde bulunmaya zorlama ve bulunmadığında eksik hissettirme veya elenme politikasını uygulayan yarışmalar; romantik ilişki içinde olmadığında kendini iyi hissedebilmeyi ve “güçlü kadın” duruşunu baltalıyor.

Realite şovların yarattığı bir diğer problem ise oyuncuların yansıtılma şekli. Realite şovlardaki bu insanlar seksi, alımlı, güzel giyinen insanlar olduğu için kişinin kendini beğenme seviyesini değiştirebiliyor. Kadın lisans öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırma gösteriyor ki realite şovlar kozmetik ameliyatlara yatkınlığı artırıyor, beden algı bozukluğu ve yeme bozuklukları oluşma ihtimalini de artırıyor (Sperry ve ark., 2009). Bu sebeple medyanın yaratabileceği zararlı kişilik algılarına karşı dikkatli olmak gerekiyor.

 

Peki bütün bunların üstüne, sizce aşk mümkün müdür hâlâ?

Sevgiler <3

 

Kaynaklar

Fogel, J., & Kovalenko, L. (2013). Reality television shows focusing on sexual relationships are associated with college students engaging in one-night stands. Journal of Evidence-Based Psychotherapies13(2), 321.ISO 690

Hall, A. (2006). Viewers’ perceptions of reality programs. Communication Quarterly54(2), 191-211.ISO 690

Hershman-Shitrit, M., & Cohen, J. (2018). Why do we enjoy reality shows: Is it really all about humiliation and gloating?. Journal of Media Psychology: Theories, Methods, and Applications30(2), 104.

Lundy, L. K., Ruth, A. M. & Park, T. D. (2008) Simply irresistible: Reality TV consumption patterns. Communication Quarterly, 56(2), 208-225, DOI: 10.1080/01463370802026828

Luo, W., & Sun, Z. (2015). Are you the one? China’s TV dating shows and the Sheng Nü’s predicament. Feminist Media Studies15(2), 239-256.

Nabi, R. L., Biely, E. N., Morgan, S. J., & Stitt, C. R. (2003). Reality-based television programming and the psychology of its appeal. Media Psychology5(4), 303-330. DOI: 10.1207/S1532785XMEP0504_01

Sperry, S., Thompson, J. K., Sarwer, D. B., & Cash, T. F. (2009). Cosmetic surgery reality TV viewership: Relations with cosmetic surgery attitudes, body image, and disordered eating. Annals of Plastic Surgery62(1), 7-11.ISO 690

Öne Çıkan Görsel:

Görsel 1: birgun.net

Görsel 2: buzzfeed.com

Görsel 3: imdb.com

Editör: Rana Çevik

One comment

Leave a Reply