Bakmaya kıyamadıklarımız serisinde bugün, hepimizin geçmişten bugüne, hatta öyle bir geçmiş ki ilk insanlıktan bugüne değin insanların iliğini kemiğini sömürdüğü, temel ihtiyaçlarını karşıladığı, sanatının, zanaatinin ilhamını aldığı, konutunu diktiği, hayvanını beslediği, toprağından çala çala bitiremediği, çabucak ekinim büyüsün diye yaktığı, turizm için yok ettiği, siyaset için paraladığı, aile kavgalarında can alacak kadar sözde kıymet verdiği, kapitalizmin pazarlayacağı ürüne göre şekillendirdiği, edebiyat, tarih, sanat, sepet her şeyin aklımıza gelebilecek her şeyin ilhamı olan, kaynağı olan, hatta ana bile olan doğayı konuşacağız. Dünyamızı, doğamızı konuşacağız.
İlk uygarlıklardan bu yana doğaya pek çok anlam yüklenmiştir. Tanrısı ilan eden, kendisini lanetleyeceğini düşünen, çocuğuna can olduğunu düşünen pek çok güç imgesi doğaya verilmiştir. Doğa olayları tanrısal olarak nitelendirilmiştir. Her dönem sosyal ve siyasal yapısına göre farklı biçimlerde ele alınmıştır. Sanatın ana kaynağı olan doğadan binlerce sanatçı ölümsüz eserler üretmiştir. Tam da bu yazıya konu olan sanat ve doğa ilişkisinin protestoya dönüşü ele alınacaktır.
Yaklaşık beş ay önce haber manşetlerinde dehşete düşerek, bugün Van Gogh tablosunun üzerine boya atıldı, bugün hedefte Mona Lisa vardı, Just Stop Oil’in yeni hedefi Kelvingrove Sanat Galerisi ve Müzesi ‘ndeki Horatio McCulloch‘un My Heart’s in the Highlands adlı 19. yüzyıla ait bir manzara resmi oldu haberlerini okuduk. Bu haberleri gördüğümde -özellikle tanıdığım sanatçı ve eserlerde- nasıl olur bu diyerek inanılmaz öfkelendim. Neden yapıyorlar, bunun ne gibi bir aktivistliği, nasıl bir yararı olabilir diyerek eylemlerin amacını oldukça tepkisel bir biçimde merak ettim. Araştırmalarım sonucu benim gibi pek çok insanın tepki gösterdiğini, bu inanılmaz ve biricik, bir daha aynısının yapılması mümkün olmayan eserlere dokunmaya nasıl cüret ettiklerini öfkeli biçimde merak eden insanlara rastladım. İfademde kullandığım inanılmaz ve biricik, bir daha aynısının yapılması mümkün olmayan eserler kısmını lütfen aklımızda tutalım çünkü bence yazımızın asıl konusu için oldukça önemli.
Just Stop Oil, hükümetin Birleşik Krallık’ta fosil yakıtların keşfi, geliştirilmesi ve üretimi için tüm yeni lisansları ve onayları sona erdirmeyi taahhüt etmesini sağlamak için birlikte çalışan gruplardan oluşan bir koalisyon (Just Stop Oil, 2023). JSO (Just Stop Oil), amacı uğruna pek çok eylem yapıyor. Protestolar 2022 yılı mart ayında bir üyenin kendisini kale direğine bağlayarak futbol maçını durdurması ile dikkat çekmeye başlıyor. Sonraki eylemlerinde, BAFTA Akademi Ödülleri’nde kırmızı halıya kendilerini yapıştırarak davul çalan üyeler bir benzinlikte petrol girişini engellemek için benzin pompalarına zarar verdi. Kendilerini, Manchester Sanat Galerisi’ndeki bir Turner tablosuna yapıştırdılar. Silverstone’daki Britanya Grand Prix’sinin pistine baskın düzenleyerek pisti kapattılar. Günlerce süren eylemlerde protestocular kendilerini Londra’nın işlek caddelerine yapıştırarak ve oturma eylemleri yaparak trafiği durdurdu. İki protestocu, Dartford Geçişi üzerindeki Kraliçe II. Elizabeth köprüsüne tırmandı ve polisin rotayı kapatmasıyla kilometrelerce trafiğe neden oldu. Aktivistler, hükümet tüm yeni petrol ve gaz lisanslarını sona erdirme sözü verene kadar köprüde asılı kalmaya yemin ettiler. Eylem ertesi gün barışçıl bir şekilde sonlandırıldı.
Aktivistlerin, sanatı aracı seçerek yaptıkları eylemler arasında Londra’daki Birleşik Krallık Ulusal Galerisi’nde bulunan Van Gogh’un Ayçiçekleri tablosunun üzerine domates çorbası atmaları, Avustralya Ulusal Galerisi’nde Andy Warhol’un Campbell’s Soup I adlı eserinin çerçeveli baskılarının üzerine mavi keçeli kalemle karalamalar yapmaları, Roma’daki bir Vincent Van Gogh tablosunun üzerine bezelye çorbası atmaları, Mayıs ayında, tekerlekli sandalyedeki yaşlı bir kadın kılığına girmiş birinin, Paris’teki Louvre Müzesi’nden çıkarılırken Mona Lisa’ya bir parça kek fırlatarak, insanlara “Dünyayı düşünün!” diye bağırması, Milano’da, Melbourne’de, Potsdam’da ve Madrid’de kendilerini sanat eserlerine ve galeri duvarlarına yapıştırmaları, Just Stop Oil üyelerinin kendilerini Londra, Manchester ve Glasgow’daki ünlü eserlerin çerçevelerine yapıştırmaları ve Da Vinci’nin Son Akşam Yemeği’nin bir kopyasının altına sprey boyayla “Yeni Petrole Hayır!” yazmaları sadece birkaçını oluşturuyor (Yeşilist, 2023). Peki bu aktivistler sanattan ne istiyor? Sanatın petrol ile ne derdi olabilir, neden intikamlarını sanat eserlerinden çıkarıyorlar? Ya da herhangi bir şeyden intikam mı alıyorlar?
JSO Aktivistleri yaptıkları eylemlerin ardından protestolarını farklı şekillerde açıklıyorlar. Her biri yaptıkları için üzgün olduklarını ancak dünyamız için de endişeli olduklarını ifade ediyorlar. Protestoculardan Louis McKechnie, “Herkesten özür dileriz, bunu yapmak istemezdik. Bu güzel tabloya yapıştırılmış durumdayız, çünkü geleceğimiz için çok endişeliyiz.” diyor. Peki kendisini yapıştırdığı için endişeli olduğu tabloya bir bakalım. Söz konusu resim, ise Van Gogh’un Arles, Fransa‘dan bir kırsal görüntü olan Çiçek Açan Şeftali Ağaçları (1889). Tabloda yer alan özellikle Fransa’nın bu bölgesinin yakında önemli oranda kuraklık yaşayabileceği belirtiliyor. Geçen kış ve ilkbaharda da bölgedeki yağış seviyeleri, ortalamaların yüzde 45 altında gerçekleşti. Aktivistler, tabloyu bu nedenle seçtiklerini belirtti.
“Çocukken bu tabloya bayılırdım, babam Londra’yı ziyaret ettiğimizde beni onu görmeye götürdü.” diyen McKechnie, “Bu resmi hala seviyorum ama arkadaşlarımı ve ailemi daha çok seviyorum, doğayı daha çok seviyorum. Neslimin gelecekte hayatta kalmasına, kamuoyundaki itibarımdan daha çok değer veriyorum.” ifadelerini kullandı.
Protestonun amacı, hükümeti yeni fosil yakıt projelerine son vermeye ve sanat kurumlarını sivil direnişte onlara katılmaya çağırmak: “Buradayız çünkü Birleşik Krallık hükümeti 40’tan fazla yeni fosil yakıt projesini hayata geçiriyor. Ve imzaladıkları her proje, ölüm fermanlarımızı imzalamak gibi.” (Yeşil Gazete, 2023).
Tüm bu protestolara, dikkat çekme biçimlerine baktığımda aktivistler diyor ki, biliyoruz sanat eserleri çok değerli, inanılmaz ve biricik, bir daha aynısının yapılması mümkün değil. Biliyoruz bizler için çok şey ifade ediyorlar. Peki ya doğamız? Her gün göz göre göre tükettiğimiz, egzoz dumanları, petroller, kimyasallar. Hangimiz doğamıza bu denli açık seçik zarar verildiği halde, hatta zararı kendimiz verdiğimiz halde Just Stop Oil aktivistlerinin aldığı tepkiyi aldık, hangimize dur dendi? Peki ya biz kendimize hiç hesap sorduk mu? Bence bu, bireysel hareketin önemli ancak yetersiz kalacağı politik bir mesele. Kapitalizmin her yaz deodorant sıkmayan insan pistir mesajını üretirken ve yayarken doğamızı hiç düşünmediğini, bu sistemle toplu kimyasalları yaydığımızı, yine pazarlamak için belirli ürünlerin reklamının doğanın korunması üzerine yapıldığını, tüm bunların saf bir iki yüzlülükten ibaret olduğunu biliyorum. Bu yüzden amaçlarını öğrendiğimde JSO eylemleri bana o kadar da sert ve barbar gelmedi çünkü doğamızı her gün hiç umursamadan çok daha beter ancak meşru eylemlerle kirletiyoruz, zarar veriyoruz ve yok ediyoruz.
Bu eylemler üzerine benim de kafamı karıştıran nokta şu ki eylemlerin gerçek amacının dışına çıkması. Her ne kadar Just Stop Oil aktivistleri eserleri önceden inceleyip onlara zarar vermeyecek yerlere kendilerini yapıştırdıklarını, dışının kaplı olduğuna emin olduktan sonra üzerine çorba fırlattıklarını söyleseler de sanat eserlerine kolayca zarar vermek meşru bir hale gelebilir imajı çiziyor gözümde bu eylemler. Ve o zaman da kendime şunu soruyorum, doğaya yapılan hangi tahribat için bu kadar endişelendin?
Eylemler başka nasıl olsaydı bu kadar dikkat çekerdi bilmiyorum. Ama bence başarıya ulaşmış ki ben şu an bu yazıyı yazdım ve sen de okuyorsun sevgili okur. Bugün en az 7 Just Stop Oil aktivistinin hapiste olduğu biliniyor. Bu eylemlerin amacında hemfikir olsak da yapılış biçimini desteklemiyoruz belki ancak belli ki insanların hayatlarını tehlikeye atacak kadar dünyamızı dert edindikleri bir meseleyi en azından uzunca tartışmalıyız. Doğa kendisinden bu kadar söz edilmeyi hak ediyor. Yaşamımız ve geleceğimiz için biz de hak ediyoruz.
Kaynaklar
Aytekin, D. (2022, 17 Kasım). Tablolara atılan çorbalar, kendini duvara yapıştıran eylemciler: Just Stop Oil nedir, protestolarında neler yaşanıyor?. Yeşilist. https://www.yesilist.com/tablolara-atilan-corbalar-kendini-duvara-yapistiran-eylemciler-just-stop-oil-nedir-protestolarinda-neler-yasaniyor/ adresinden 19 Nisan 2023 tarihinde alındı.
Just Stop Oil. https://juststopoil.org/ adresinden 19 Nisan 2023 tarihinde alındı.
Yeşil Gazete (2022, 4 Temmuz). Birleşik Krallık’ta iklim eylemi: Genç aktivistler kendilerini ünlü tablolara yapıştırdı. https://yesilgazete.org/birlesik-krallikta-iklim-eylemi-genc-aktivistler-kendilerini-unlu-tablolara-yapistirdi/ adresinden 19 Nisan 2023 tarihinde alındı.
Öne Çıkan Görsel: Nuran Bener
Görsel 1: Nuran Bener
Görsel 2: sputniknews.com.tr
Görsel 3: aa.com
Editör: Gülbin Daldal