Biyolojik olarak düşündüğümüzde insan; bir organizmadır. En küçük moleküllerden en karmaşık sitemlere kadar onu bir bütün yapan çeşitli yapıları vardır. Sadece bu yönüyle bile insan felsefik bir varlıktır. İnsana sadece insan gözüyle baktığımızda bu şekilde meydana gelmiş olması bizim için yeterlidir fakat filozofun gözüyle baktığımızda insan bütün bunlardan çok daha fazlasıdır.
Bedenselliğinin dışında insan; derinleşebilen bir varlıktır. Görünmeyenin ardındakini görebilen ve kendini soyutlayıp özgürleşebilen tek canlıdır. Bunlar insanı insan yapan özelliklerden sadece bazılarıdır. Asıl insanı insan yapan veya insana insan olduğunu hissettiren duyguları, sezgileri, iradesi ve en önemlisi de diğer insanlardır. Edindiği deneyim ve beraberinde geliştirdiği sosyal zekası ile ne olduğunu, ne olmak için dünyaya geldiğini kavrar. Diğer insanlarla etkileşim içerisine girer. Böylelikle de en önemli parçası olan iletişim ortaya çıkar.
İnsanların İletişim Kurmaya Başlaması
İletişimin başlangıcı ve bitişi canlı varlığı gerektirir. Bu yüzden iletişimin olmasının ön koşulu canlı bir varlığın var oluşudur. İnsan ilk iletişimini kendisiyle yapıyor olsa da bu çift taraflı bir akıştır. İnsan iletişimde çoğu kez birinin tamamlayıcısı, etkileyeni veya etkilenenidir. Bu iletişimler ve etkileşimler sonucu insan düşünmeye sevk edilir. Daha kompleks bir hale gelmeye başlayan insanın bu yapısını 4 kategoride inceleyebiliriz:
Düşünen Bir Varlık Olarak İnsan:
Düşünce; soyut bir düşüncenin zihnimizde oluşturduğu faaliyettir. Sadece zihinle ilgili olduğu savunulur. Somut bir nesne de insanın zihninde düşünce oluşturabilir. Fakat ya bahsi geçen nesne algılamanın ürünüdür ya da daha önceden algılanmıştır (direkt veya başkasının anlatımı ile dolaylı yoldan olabilir.). İnsan ise düşünebildiği kadar var olur.
Bedensel Bir Varlık Olarak İnsan:
Türk Dil Kurumu sözlüğünde insan; memelilerden, iki eli olan, iki ayak üzerinde dolaşan sözle anlaşan akıl ve düşünme yeteneği olan en gelişmiş canlı olarak tanımlanmıştır. İnsan, evrimsel gelişmenin en üst basamağındaki canlıdır.
Tinsel Bir Varlık Olarak İnsan:
İnsan, biyopsişik varlıktır. Tarihten bu yana tin (ruh) ve beden olmak üzere iki farklı varlık olarak görülmüştür. Temelinde insanın egosu ve ölümsüzlük isteği yatar. Zamanla insan kim olduğunu, hayattaki amacını, bu dünyadaki yerini sorgulamaya başlar. Scheler’e göre insanın bu sorgulamaları onu birçok sonuca götürmüştür. Özellikle Yahudi ve Hristiyan geleneğine bağlı olan çevrelerin, dinsel inancın insan üzerindeki etkisi ides’si ile algılanan insan düşüncesini dile getirir.
Dinsel Bir Varlık Olarak İnsan:
İde; uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil yalnızca tinsel olarak algılanabilen asıl gerçeklik, düşünce, fikir demektir. Tanımlanan bu ilk ide tanrının insanlık üzerinde kendisi hakkında bıraktığı etkidir. Bu düşünceye göre insan doğuştan günahkardır. Çünkü; akıl ve özgür iradesiyle işlediği günah sonucu Tanrı tarafından cennetten çıkarılmıştır. Yine bu akıl tanrıyla ama temelde kendisiyle çatışır. Aynı zamanda da insanlığın yarattığı ilk mitos şeklinde ortaya çıkmıştır. Augustinus’ a göre günahkar olan bedendir. Ruhun arındırılması gerekir. Bunun temelinde yatan düşünce tanrıya ulaşma düşüncesidir. En üst basamakta olan Tanrı’ya ulaşma düşüncesi onu bedenin kötü olduğuna itmiştir.
İnsan nedir? Sorusunu soran da cevaplayan da yine insandır. Bu Horkheımer’ın “Akıl Tutulması” kavramına benzer. Akıl bazı soruların cevabını almak için sorular sorar. Biz de bu soruları kendimize yöneltiriz. Bu durumda aslında bu bir kendini bilme sorunudur. Bu meraktan ziyade bir yükümlülüktür. Aristoteles’in “Metafizik” kitabında da belirttiği gibi “Bütün insanlar doğaları gereği bilmek ister”. Böylece tüm araştırmaların yöneldiği tek evren insan evrenidir. Yaşamın bütün yüksek biçimlerinde “kendini bilmek” bir buyruk, dinsel yasa olarak onaylanmıştır. Bu yüzden de Descartes zihin ya da tin terimleri ile düşünen, bilinçli ben’e işaret eder. Yöntem Üzerine Konuşma’da ise “Sayesinde benim ben olduğum ben” der. Ardından ben neyim sorusunu sorar ve yanıtlar:
“Ben kati anlamıyla sadece düşünen bir şeyim, yani ben bir zihin veya zeka veya ratioyu temsil ediyorum. Öyleyse ben neyim? Düşünen bir şey bu nedir? Kuşku duyan, idrak eden, evetleyen, reddeden, isteyen ve istemeyen bir şey…”
Kaynaklar
Düşünce. (2021, Haziran 3). tr.wikipedia.org.
ERDOĞAN, İ. (tarih yok). Kişilerarası İletişim. irfanerdogan.com.
İnsan. (2022, Nisan 9). tr.wikipedia.org.
Muhabiri, P. G.-B. (2017, Haziran 8). İlk İnsanların Ortaya Çıkış Hikayesini Baştan Yazmamız
Gerekecek. bbc.com.
SÖNMEZ, C. (2018). Biyolojik ve Tinsel Varlık Olarak İnsan Nedir? dergice.com.
Tarih Öncesi İnsan Kronolojisi. (2022, Mart 18). tr.wikipedia.org.
TAŞ, Y. (tarih yok). Kişilerarası İletişim. w3.bilkent.edu.tr.